17 Kasım 2012 Cumartesi

Konya nın Gerçek Fıkraları

Zaman, zaman Konya'yı ve Konyalıyı derinde etkilemiş olaylar olmuştur. Bunlardan birisi de halkı derinden yaralayan 1868 Konya Çarşı yangınıdır. Anlatacağımız fıkra bu yangından sonra yaraların sarılması sırasında geçen gerçek bir olaydan Konya evden eve nakliyat fıkralaştırılmıştır. Buna göre; Yağcı Mehmet Efendi Hoca'nın 1284 yangınında dükkânı yanar. Yanan dükkân yerlerinin ölçülüp biçilmesi ve sınırlarının tespiti için Vali Esat Paşa, Nafıa mühendisini vazifelendirir. Mühendis dükkân yerlerini ölçerken, zengine fakire göre bir ölçü tutturur. Sıra Yağcı Mehmet Efendi Hoca'nın yerine gelir. Mühendis ölçüyü yine kıt tutar. Mühendisin adil olmayan ölçüsüne karşı Yağcı Mehmet Efendi Hoca: -Bana bak, mühendis efendi! Zenginlerin dükkân yerleri ölçülürken Nafıanın arşını uzuyor da, fakirlerinkinde kısalıyor mu? Bu fıkramız ise Osmanlının son zamanlarında Belediye reisliği yapan Hacı Ali Efendiye aittir. O sıralarda Batı'dan alınan belediyecilik anlayışı ve kurumu henüz bebeklik aşamasında emeklerken, eski gelenek ve göreneklerde devam etmekteydi. Fıkramızda İslam anlayışında önemli bir yer tutan "iyiliği emretme, kötülüğü men" kavramının toplumda hala önemli bir yer tuttuğunu göstermesi açısından çok önemlidir. Çünkü İslam belediyecilik anlayışında yalnızca imar hareketleri önemli değildir. Evden eve nakliyat Bunun yanında toplum içinde "küfür etme" gibi fiiller genel edep ve adaba aykırı sayılmakta ve men edilmesi belediyenin görevleri arasında sayılmaktaydı. Zamanın belediye başkanının ve belediyecilik anlayışının "toplum içinde küfür etme" olayına nasıl baktığı hakkında çok bilinen bir fıkra ise şöyledir; Konya'nın ünlü ekmekçi Kaplan dedesi küfürsüz yapamazdı. Bir gün fırını kontrole gelen Belediye kolcularına da ana avrat girişiverdi. Zavallı belediye memurları soluğu Belediye Başkanı Hacı Ali Efendi'de aldılar. Kaplan Dedenin küfredip hakarette bulunduğunu söylediler. Belediye başkanı Kaplan Dedeyi yanına getirtip memurlara küfredip etmediğini sordu. Kaplan Dede: -Hayır, dedi. Hacı Ali Efendi öyleyse sizi yüzleştireceğim, diyerek zabıta memurlarını içeri aldı. O zaman Kaplan Dede kendini kaybetti, zabıta memurlarına dönüp bağırdı: -Ulan analarını avratlarını…Ben size ne vakit küfrettim ? koyun köpekleri… Dördüncü fıkramız ise Rahmetli Muhlis Koner'in II. belediye reisliği döneminde geçer ve şöyledir; Tayip Ağa bir iş için ricada bulunur. Aradan zaman geçer Muhlis Koner, çarşıyı teftiş ederken Tayip Ağa ile karşılaşır. Tayip Ağa sorar: -Ne oldu. Reis bey bizim iş? -Vallahi Tayip Ağa kanuni bir yol arıyoruz. O işi unutmadım. Halledeceğim...Fakat biliyorsun kanun var, nizam var...Tayip Ağa başını sallar. -Reis Bey der. Senin kanun dediğini ben bilirim. İstersen o kanunu avucunun içine alır, şakalağın köprüsüne kadar şişirir, şişirir atarsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder