25 Ağustos 2009 Salı












BİR KADININ SEKS GÜNLÜĞÜ
Bir Kadının Sex Günlüğü izle 24 haziran vizyona giren filmin fragmanı izleyebilirsiniz
Orjinal Adı: Diario de Una Ninfomana – Diary of a Sex Addict
film izle
Yönetmen: Christian Molina
Oyuncular: Belen Fabra, Leonardo Sbaraglia, Llum Barrera, Geraldine Chaplin, Angela Molina

Senaryo: Cuca Canals
Müzik: Roque Banos
Görüntü Yönetmeni: Javier G. Salmones
Kurgu: Luis de la Madrid
Tür: Dram
Süre: 95 dk.
Yapım: 2008, İspanya
Dağıtım: Pinema Film www.pinema.com

Gösterim tarihi: 24 Haziran 2009

Konu: Val iyi eğitimli, yöneticilik yapan, çekici, duygusal ve genç bir kadındır. Tüm bu olumlu özelliklerinin yanında Val’in hayatını oldukça zorlaştıran bir bağımlılığı vardır. Bir nemfoman yani seks bağımlısı olan bu genç kadın doyumsuz cinsel açlığını gidermek için farklı insanlarla ilişki içine girer. En saf duygularını ve en samimi itiraflarınıysa kişisel günlüğünde saklar. Kiminle ve ne zaman isterse birlikte olan bu genç kadın için seks bir yaşam biçimi haline gelmiştir. Bu yaşam tarzı onu aşkın ve hayat kadınlığının en uç noktalarına götürür.

18 Ağustos 2009 Salı

Aşkın Yaşı Yoktur













Filmin Konusu:

Profesör Lawrence Wetherhold (Dennis Quaid), entelektüel çevrelerin en parlak isimlerinden birisidir, ama aşk ve aile gibi kişisel problemlerinin çözümü söz konusu olduğunda hiç başarılı değildir. Üniversite öğrencisi oğlu James (Ashton Holmes) ona güvenmediği için sırlarını açmaz.

Ergenlik çağındaki kızı Vanessa (Ellen Page), okulunda tüm beklentilerin üzerinde başarı gösteren ama herşeyden şikayet eden yapıdaki babasının ayak izlerini takip eden, onun yolunda olan sivri dilli bir kızdır. Profesörün yıldızının bir türlü barışmadığı üvey kardeşi Chuck ise (Thomas Haden Church), hayatını özgürce yaşamayı adeta sanat haline getirmiştir.

Özlemini çektiği tutkuyu artık hiçbir şeyde, hatta uzmanı olduğu Victoria Dönemi Edebiyatında bile bulamayan bir dul olan Profesör Lawrence, orta yaş krizinin eşiğinde dolanmaktadır. Ancak hiç hazzetmediği üvey kardeşinin aniden çıkıp gelişiyle, eski öğrencisi Janet ile (Sarah Jessica Parker) yıllar sonra tesadüfen yeniden karşılaşması aynı günlere denk gelince Wetherhold ailesinde kimi zaman eğlenceli, kimi zaman yürek burkucu olaylar zinciri birbirini izleyecek, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Tür : Gerilim / Dram Gösterim
Tarihi : 16 Şubat 2007
Yönetmen : Tom Tykwer Senaryo : Tom Tykwer , Bernd Eichinger , Andrew Birkin , Patrick Süskind (Kitap)
Görüntü Yönetmeni : Frank Griebe
Müzik : Tom Tykwer , Johnny Klimek , Reinhold Heil
Yapım : 2006, Almanya / Fransa / İspanya , 147 dk.
Oyuncular Ben Whishaw (Jean-Baptiste Grenouille) , Dustin Hoffman (Giuseppe Baldini) , Alan Rickman (Richis) , Rachel Hurd-Wood (Laura) , Andrés Herrera (Door Guard) , Simon Chandler (Mayor of Grasse) , Sara Forestier (Jeanne) , Joanna Griffiths (Marianne) , Jessica Schwarz (Natalie)

Grenouille, kokulara karşı inanılmaz bir duyarlılığı olan ama bunun haricinde hiçbir duyusunun gelişmemiş olduğu çok ilginç bir adamdır. İstediği kokuları elde edebilmek için her türlü çılgınlığı yapmaya hazırdır; cinayet işlemek de dahil… Az da olsa koku salan herşeyin ve herkesin kokusunu alabilen bu sıradışı ve dahi karakter, bir gün kendi kokusunun olmadığını anladığında hayatının tüm anlamını yitirir. Bu ‘hayati’ önemdeki eksikliğini giderebilmenin tek yolunun, kendisine insanmış izlenimi verebilecek kokular üretip sürmesi olduğunu düşünür. İnsan kokuları yaratabilmek için de insanlara ihtiyacı vardır. Toplum içinde varolabilmenin tek yolunu bu şekilde tanımlayabilen bir adamın, sonu inanılmaz bir trajediye giden öyküsü, Patrick Süskind’in yayınlandığında çok uzun süre çok satanlar listesinde yer alan kitabından beyazperdeye aktarıldı. Yönetmense Koş Lola Koş ve Cennet filmlerinin de yönetmeni olan Tom Tykwer. Filmin, Avrupa Sinama standartları düşünüldüğünde oldukça yüksek bir bütçeyle çekildiğini de belirtelim.

Atatürk'ün bilinmeyen sözleri

***Atatürk'ün Gizli Kalmış Sözleri*** ''ATATÜRK'ÜN GİZLENEN TÜRKÇÜLÜĞÜ'' BUGÜN HİÇBİR GÖRSEL YAYIN ORGANLARINDA ATATÜRK'ÜN YAPMIŞ OLDUĞU TÜRKÇÜLÜK ARAŞTIRMALARINA BULDUĞU SONUÇLARA YER VERİLMİYOR.OYSA ATATÜRK ÖMRÜNÜ BUNLARA ADAMIŞTIR.İŞTE ATATÜRK'TEN HER ZAMAN HATIRLANMASI GEREKEN SÖZLER:--"Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek.''TÜRK KİMDİR?
--"Dünya yüzünde, Türkten daha büyük,ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlik tarihinde görülmemistir."
--"Türkiye bir maymun değildir ve hiç bir milleti de taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne de Batılılaşacaktır; o sadece özleşecektir."
TÜRK KİMDİR?
--"Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
--"Tanrı nasip eder, ömrüm vefa ederse; Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım
--"İstanbul'da çıkan bir gazeteyi Kaşgar'da ki Türk de anlayacaktır--"Türkiye Türklerindir."
"Kanını taşıyandan başkasına inanma-"Dünya yüzünde, Türkten daha büyük,ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlik tarihinde görülmemisti
--"Birgün, ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alsınlar, yapıversinler."
--""Milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avı olacaklardır."
--"Türk'lerin yasadiklari her yer misak-ı milli hudutlari içindedir."
--"Hayattaki yegane üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin." --"Biz doğrudan doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur-
-"Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek olaganüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir."
--"Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan günestir."
--"Eger bende bazı fevkaladelikler görüyör, buluyorsaniz bunlari sadece ve yanliz Türk olmama, Türklüğüme bağlayınız."
--""Ülkeniz sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk tü bugün de Türk tür ve sonsuza dek Türk olarak yasayakcaktir."
--"Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herşeyden evvel Türkiye'nin istikbaline, kendi benligine, millî an'anelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir."
--"Türk aydınlarının kendi kendisini bilmemesinden ve başka milletlerde şu veya bu sebeple üstünlük olduğunu sanarak, kendini onlardan aşağı görmesinden doğmaktadır. Bu yanlış görüşe son vermek için Türklügümüzü bütün asaleti ve tarihi ile tanimak ve tanıtmak şarttir." --"Türkiye bir maymun değildir ve hiç bir milleti de taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne de Batılılaşacaktır; o sadece özleşecektir
????: Web Hattı - Türkiyenin En Güncel Forumu /turkiye-ve-ulu-onder-ataturk/167448-%2A%2A%2Aataturkun-gizli-kalmis-sozleri%2A%2A%2A-ataturkun-gizlenen-turkculugu-bugun-hicbir.html
--""Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur."
--"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır."
--"Taş kırılır, Tunç erir, ama Türklük ebedidir"
--"Türk aleminin en büyük düşmanı komünizmdir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir."
--"Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz." --"Büyük devletler kuran ecdadımız, büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur--"Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni özelliği ve büyük medeni kabiliyeti bundan sonraki gelişmesi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır."

--"Millet sevgisi kadar büyük sevgi yoktur. Kurtuluş Savaşı'nda benim de milletime ettiğim birtakım hizmetler olmuştur zannederim. Fakat, bunlardan, hiçbirini kendime maletmedim. Yapılanın hepsi milletin eseridir dedim. Aranacak olursa doğrusu da budur. Mazide sayısız medeniyet kurmuş bir ırkın ve milletin çocukları olduğumuzu ispat etmek için, yapmamız lazım gelen şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz. Bugüne ve yarına bırakılmış daha birçok büyük işlerimiz vardır. İlmi araştırmalar da bunlar arasındadır. Benim arkadaşlarıma tavsiyem şudur: Şahsınız için değil fakat mensup olduğumuz millet için elbirliği ile çalışalım. Çalışmaların en büyüğü budur." --"Yeni Türk yazısı, Türk'ün yaradılıştan gelen zeka ve kabiliyetini geliştirebileceğinden yeni yazımızı tarlalarında çalışan çiftçilerimize, sürüleri başında dağlarda dolasan çobanlarımıza kadar en az bir zamanda yaymaya çalısmak hepimizin vicdan ve milli haysiyet borcudur."
????: Web Hattı - Türkiyenin En Güncel Forumu http://www.webhatti.com/showthread.php?t=167448
--"Kanını taşıyandan başkasına inanma!"
--"Milletleri yükselten bu hususa bir amil daha ilave edelim; Milletlerin kalbinde intikam hissi olmalı. Bu alelade bir intikam değil, hayatına, istikbaline, refahına düşman olanların zararlarını dermeyi hedef tutan bir intikamdır."
--"Bütün dünya bilmeli ki; karşımızda böyle bir düşman oldukça onu affetmek elimizden gelmez ve gelmeyecektir. Düşmana merhamet, aciz ve zaaftır; bu insaniyet göstermek değil, insanlık hassasının yok olduğunu ilan eylemektir."
--"Türk, Türk olduğu için asildir. çoğumuz, büyük babamızın babasını hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın içinde buluruz."
--" Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şanım ve şerefim vardır."
--"Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlatlarından ibarettir. Bu millet istiklalsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır."
--"Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. "
--"Bana, insanlar üstünde bir doğuş yüklemeye kalkışmayınız. Doğuşumdaki tek olağanüstülük, Türk olarak dünyaya gelmemdir."
--"Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır."
--"Ulusal varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı...'Türk'üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi!' diyelim."--""Evvela, millete tarihini, asil bir millete mensup bulunduğunu, bütün medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin çocukları olduğunu göstermeliyiz."
--"TÜRK çetin işler başarmak için yaratılmıştır!"
BAŞBUĞ ATATÜRK'ÜN KENDİ YAZDIĞI ŞİİRİ
Gafil, hangi üç asır, hangi asır,
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarih söylememiş bunu,
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak.
Yaşanan tarihi gömüp doğru tarihe gidin.
Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa' nın Alpler' inde Oğuz torunları,
Doğudan çıkan biz, batıda yine biz;
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
Hep insanlar kendini bilseler,
Bilinir o zaman ki hep biriz.
Türk sadece bir milletin adı değil
Türk bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar!
Ey yığın yığın insan gafletleri!
Yırtılsın gökteki gafletten perde,
Hakikat nerede?
Gazi Mustafa Kemal
"Bu memleket tarihte Türk'tü, halde Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.

16 Ağustos 2009 Pazar

Açıklanamayan Tarih

İnsanoğlu her ne kadar uzaya çıksa da bundan binlerce yıl öncesine ait bazı nesnelerin üzerindeki esrar perdesi hâlâ aralanamıyor. İngiliz bilim ve teknoloji dergisi Focus da son sayısında bugünün teknolojisiyle bile üretilmesi zor olan gizemli nesnelerden bazılarını tanıttı...

Geleceği gören harita
Coğrafya ve harita uzmanı ünlü Türk denizci Piri Reis'in 1513'te çizdiği Afrika, Amerika ve Güney Kutbu'nu gösteren harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılında ortalığı karıştırdı. Çünkü Güney Kutbu'nun keşfi, haritanın çizilmesinden çok sonra, yani 1818'de gerçekleşmişti. Dahası, Piri Reis'in haritası, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Ancak kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce erimişti.



2000 yıllık pil
Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafından 1938'de Irak'ın başkenti Bağdat'ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabın içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan oluşan bu nesneyi "dünyanın en eski pili" olarak tanımladı. Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, 1800'lü yularda modern pili icat eden Alessandro Volta adlı İtalyan kontunun da şöhretine gölge düştü.


Antik çağ bilgisayarı
1900 yılında Girit açıklarındaki bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerleştirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı. Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği anlaşıldı.

Kristal kuru kafa
Maya dönemine ait 1000 yıllık bu kristal kuru kafa, tek bir blok kristal üzerine oyma olarak yapılmış. Nasıl yapıldığı hala anlaşılamayan kuru kafanın altından tutulan ışık, doğrudan göz çukurundan yansıyor. Bu teknolojinin bugün bile mümkün olmadığı söyleniyor.

Generalin kemer tokası
M.S. 300'lü yıllarda ölen Çinli general Çou Çou'nun mezarında 1956 yılında bulunan kemerin tokası, yüzde 85 oranında alüminyumdan yapılmış. Ama doğada sadece bileşik olarak bulunan alimünyumun diğer maddelerden ayrıştırılarak tek bir madde olarak kullanılabilmesi ilk kez 19. yüzyılda mümkün olmuştu.

1000 yılda yapılan kent
Pasifik Okyanusu'ndaki Mikronezya adası yakınlarına kurulu antik Nan Madol kentinin inşası, M.Ö 200'de başladı ve 1000 yıl sürdü. 250 milyon tonluk dev bazalt bloklar kullanılarak yapılan bu kent, 100 yapay adayı kanallarla birbirine bağlıyor. Bu kadar bazaltın bölgeye nasıl getirildiği ise hâlâ sır.

Uzaylılar için iniş pisti
Peru'nun Pampa sahilindeki 450 kilometrekarelik alan üzerine çizili motifler, M.O. 300 üe M.S. 600 arasındaki dönemi kapsayan hayvan ve bitki şekillerini resmediyor. Nazca medeniyeti tarafından yapıldığı düşünülen bu garip motiflerin, uzaylılar için bir iniş pisti vazifesi gördüğü öne sürülüyor.

Concorde'un atası
M.Ö 200'de yapıldığı sanılan bu nesne, 1898 yılında Mısır'da bir lahitte bulundu. Ancak gerçek uçaklar icat edilene kadar ne olduğu konusunda kimse bir fikir beyan edememişti. 1972'de arkeolog Halil Mesiha bunun bir model uçak olduğunu, mükemmel bir aerodinamiğinin bulunduğunu ve kanatlarının Concorde'u andırdığını iddia etti.


Kayaya gömülü çekiç
Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936'da Teksas'ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu. Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.

Harçsız taş set
Peru'nun Cusco bölgesindeki bir İnka kalesinin etrafını 360 metre boyunca zikzak yaparak saran 9 metrelik setlerin yapımında, tanesi 300 tona varan kireçtaşı blokları kullanılmış. Ancak hiç harç kullanılmamasına rağmen bu kayalar, arasına bıçak bile sokulamayacak kadar mükemmel yerleştirilmiş

6 Ağustos 2009 Perşembe




Atatürk Türkiye'sine gelmek isteyen bilim adamlarının öyküsüAlıntıdır: Orhan Bursalı Cumhuriyet Bilim Teknik 03.11.2006Büyük bilim adamı Albert Einstein'ın 17 Eylül 1933 tarihinde dömeni başbakanı İsmet İnönü'ye bir mektupla başvuruda bulunduğu ve belirledikleri 40 bilim insanına Türkiye'de iş verilmesini istediği ortaya çıktı. Oysa 6 Temmuz 1933'de 30 Alman bilim adamının Türkiye gelmesi konusunda anlaşma yapılmıştı. Einstein'in bu anlaşmadan cesaret alarak 40 bilim adamını daha Türkiye'ye göndermek için girişimde bulunmuş olabileceği belirtilmekte."Ekselansları seçkin 40 bilim adamı 1 yıl karşılıksız ülkenizde çalışmaya hazırdır"Einstein'ın 40 bilim adamının Türkiye'ye gelmesi için İsmet İnönü 'ye başvurduğu ortaya çıktı. Bize Ata İstar 'dan ulaşan ve kopyasını Washington DC ABD Türk Büyük Elçiliğinden aldığını söylediği ve originalinin de TC Başbakanlık arşivlerinde bulunduğunu belirttiği mektubu Einstein OSE Onur Başkanı sıfatıyla yazıyor. OSE'nin "Yahudi Nüfusu Koruma Grupları Birliği" adında bir dernek olduğu belirtilmekte.Hitler'in iktidara gelmesinden sonra yahudi bilim insanlarının Almanay'da çalışma imkânlarının ortadan kalkacağı belli olmuş ve bu yeteneklere çalışacak ülke aranmaya başlanmıştı.Zaten o sıralarda Atatürk Üniversite Reformu'nu gündeme getirmişti ve Almanya kökenli bu bilim insanlarıyla da ilgileniyordu.Einstein mektubu Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Başkanlığı'na yani Başvekil olarak İsmet İnönü'ye yazmış İnönü de mektuba 9 Ekim tarihinde düştüğü notla Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip Bey 'e havale etmiş. Üzerinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düşüldüğü sanılan bazı notlar ise kopyasında okunamadı.Hürriyet'de 29 Ekim tarihinde Murat Bardakçı 'nın da araştırmacı Mesut Ilgım 'dan alarak açıkladığı mektup üzerine bilim tarihçisi Prof. Feza Günergun ile konuştuk. Bize Einstein'ın mektubundan önce Türkiye hükümetiyle Alman bilim adamları arasında Prof. Schwartz 'ın arabuluculuğuyla bir anlaşmanın yapıldığını belirtti.Günergun o sırada 30 Alman bilim adamıyla anlaşma yapılmış olduğuna belki de Einstein'ın bu anlaşmadan aldığı destekle 40 bilim adamını daha Türkiye'ye gönderme girişiminde bulunduğunu düşündüğünü belirtti ve şu bilgiyi verdi:"Bilindiği gibi Türk Hükümeti ile Notgemeischaft (Zürich) arasında anlaşma 6 Temmuz 1933'te yapılıyor ve 30 bilim adamının isimleri o tarihte belirlenmiş oluyor (Bkz. H.Widmann Atatürk Üniversite Reformu. Çev. A. Kazancıgil ve S. Bozkurt. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Yay.. İstanbul 1981 s. 225) (Notgemeinschaft: Philipp Schwarz'ın önderliğinde kurulan Yurt Dışındaki Alman Bilim Adamlarına Yardım Cemiyeti). Dolayısıyla Einstein mektubunu yazdığı tarihte (17 Eylül 1933) hükümet alacağı bilim adamlarının sayısını ve isimlerini P. Schwarz ile birlikte çoktan belirlemiş oluyor. Belki bundan etkilenen Einstein başkanı olduğu OSE derneği üzerinden de 40 bilim adamının Türkiye'de görevlendirilmesi konusunda yardım istiyor. Schwarz'ın derneğinden 30 bilim adamı alındığına göre belki OSE'den de alırlar düşüncesiyle yazmış olabilir. Mektup İsmet Paşa tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na havale edilmiş. Bu bakanlık arşivinde buna verilen cevabı eğer verildiyse bulmak ilginç olurdu.


"EİNSTEİN'IN MEKTUBU


Schwartz'ın Einstein'ın mektubu şöyle:"Ekselânsları'OSE' Dünya Birliği'nin Onur Başkanı olarak Almanya'dan 40 profesör ile doktorun bilimsel ve tıbbi çalışmalarına Türkiye'de devam etmelerine izin vermeniz diliyorum. Söz konusu kişiler Almanya'daki yürürlükte olan yasalar nedeniyle mesleklerini icra edemiyorlar. Bu kişilerin çoğu geniş deneyim bilgi ve bilimsel yetenek sahibidirler yerleşecekleri yeni bir ülaaae son derece yararlı olabileceklerdir.Ekselánslarından ülkenizde yerleşmeleri ve çalışmalarına devam etmeleri için izin vermenizi dilediğimiz bu deneyim sahibi bu 40 uzman ve seçkin akademisyen birliğimize yapılan çok sayıda başvuru arasından seçildiler. Bu bilim adamları hükümetinizin belirleyeceği kurumlarınızın herhangi birinde bir yıl süreyle hiçbir karşılık beklemeden çalışmayı arzu ediyorlar.Hükümetiniz bu başvuruya destek vermesi durumunda sadece yüksek düzeyde bir insani faaliyette bulunmuş olmakla kalmayacağı aynı zamanda ülkenize de kazanç getireceği umudumu dile getirme cesaretinde bulunuyorumEkselánslarının sadık hizmetkárı olmaktan şeref duyanProf. Albert Einstein"
_________________________________________________________________
English Version
Scientists who want to come Atatürk Turkey history Is quoted: Orhan Bursalı Cumhuriyet Bilim Teknik 03.11.2006 Great scientist Albert Einstein on 17 September 1933 Prime Minister İsmet İnönü dömeni apply with a letter to the 40 scientists to determine where and Turkey appeared to want to be in the business. 6 July 30 German scientists, however, Turkey 1933'de the deal was coming. Take heart that the 40 scientists from Einstein's understanding of the attempt to send more to Turkey may have been specified. "Your Highness 40 elite scientists to work in your country is ready 1 year unrequited" Einstein for the 40 scientists come to Turkey Ismet Inonu 'appeared to refer to. Ata Istar us from Washington DC to receive, and copy from the U.S. Embassy said the Turkish and the Turkish Prime Ministry archives originalinin are contained in the letter is written with the title of honorary directors ose Einstein. OSE'nin "Jewish Population Protection Group Association" indicated that an association is called. After Hitler came to power, Jewish scientists out of their way to work Almanay'da and capabilities to work in certain countries were beginning to call. Already at that time had brought the Atatürk University Reform and Germany with people interested in science was the origin. Einstein letter to the Republic of Turkey Presidency of the Council of Ministers so as İsmet İnönü Başvekil wrote to fall on October 9 in the letter Ýnönü also note that the Minister of National Education Resit Galip Bey 'e transfer etmiş. By the Ministry of Education thought to have been dropped on some notes on the copy to read. On October 29 Murat Bardakçı Hürriyet'de of Mesut Ilgın the researchers from the letter of explanation on the science historian Prof. Feza Günergun talked with. Einstein's letter to us before the German government scientists in Turkey Prof. Schwartz 's arabuluculuğuyla an agreement has been made. 30 Germans at that time scientists Günergun agreement made with the understanding that perhaps Einstein received support from 40 more scientists in the attempt to send to Turkey think that he gave the following information: "As it is known by the Turkish government Notgemeischaft (Zürich) between 6 July 1933 an agreement is made and the names of 30 scientists at the time are identified (see H. Widmann Atatürk University Reform. Çev. A. Kazancıgil and S. Bozkurt. IU Cerrahpasa Medical Fak. Yay .. İstanbul 1981 p. 225) (Notgemeinschaft: Philipp Schwarz'ın led the Germans to the International Association of Scientists to Help). So, Einstein wrote the letter on the date (17 September 1933) government, which takes the number of scientists and names with P. Schwarz with already has set. Maybe Einstein affected as president ose associations in over 40 scientists in Turkey are assigned to want help. Schwarz'ın of 30 associations of scientists that received it will take OSE'den thoughts may have been written with. Letter by Ismet Pasha, the National has been transferred to the Ministry of Education. This ministry is in the archives to find it if the answer would be interesting.
" Einstein LETTER Schwartz Einstein's letter follows:
"His Excellency 'Ose' as Chairman of the World Union Honors 40 professors from Germany's scientific and medical doctors to work with Turkey to allow them to continue in hope. The people in the law in force in Germany because of their profession can not be executed. Many of these people have extensive experience, knowledge and scientific capabilities to a new place can be extremely useful ülaaae. Place and are operating in your country Ekselánslarından to have this experience that we wish to allow 40 units to our experts and many distinguished scholars were chosen from among applicants. The scientists determined that your government in any of the institutions for a period of one year have no desire to work without waiting for money. Government support to your application in case of human activities which have only a high level but not at the same time bring to your country will also gain the courage to express my hope I'm in Honor to be faithful servants of the lord heard Prof. Albert Einstein "

Fatih Sultan Mehmet English

II. Or frequently used Mehmed Fatih Sultan Mehmed with names, (Ottoman Turkish: محمد الثانى Mehmed-i Sani, Nickname el-Fatih (الفاتح)) (d. 30 March 1432 [1] - ö. 3 May 1481 [2]) is the seventh Ottoman Sultan . Sultan II. And is the son of Murad Hüma Hatun. After the conquest of Istanbul "Fatih" is an epithet with. The conquest of Istanbul, the Middle Ages was the beginning of the end of the New Age. [3] Therefore Fatih, "the age of monarchs who" is known as. After the conquest of Istanbul Caesar (Caesar, Kaiser) has begun to use the title. Istanbul's conquest of the Byzantine Empire in 1000 year ends. Fatih, the legal interests of the state has significantly reformatted. Şehzadelik the Fatih Sultan Mehmed dawn on Sunday 29 March 1432, during that time period as the capital of the Ottoman State was born in Edirne. Father II. Murat's fourth son. [1] [4] is known under the name Mother Hüma Hatun. After two years stay in Edirne until Mehmed wet nurse and little brother Ali 1434'te with a 14-year-old big brother was sent to Amasya's say that the Greek sancakbeyi. Mike's early years in her brother to die here on the six-year-old Rum Mehmed was sancakbeyi. Ali is the other brother was in Manisa sancakbeyi Saruhan. Two years later, father and two brothers Murat's instructions were replaced and Mehmed was Saruhan sancakbeyi. [Source must be specified] Various teachers for training Mehmed'in father was assigned. However, as intelligent a child is combative training Mehmed'in not easy. Finally, an authoritarian father and formidable scholar who has appointed Mullah Gürani'yi. Is described by Murad, Gürani'ye gave a stick to use, and if said Mehmed disobedience. Gürani, Mehmed'e course take into account the beating of a teacher to the students on the literary review a sentence out, Mehmed understand the seriousness of the situation had come to align, then the young prince had learned the Koran in a short time. First time out board II. Murat in the summer of 1443 to be Abraham Karaman in Anatolia after the defeat suffered in October returned to Edirne Yanoş the Hunyadi, Hungarian and Serbian despot King Ladislas of Brankoviç Yorgo led a Christian army in the south of the Danube invaded the Ottoman territory began the news was received. In the same period in Amasya came the news Şehzade Ali's death. [5] [6] with the death of brother Mehmed became heir to the throne was new. Murat December 25 in the Christian army during the negotiations started after İzladi'de been stopped Mehmed'i has brought to Istanbul from Edirne. June 12 in Edirne 1444'te have an agreement with Hungary for a month after his son Sadrazam Çandarlı Mehmed'i Halil Paşa in Edirne in control "Governor" by leaving the occupied territories Hamidili Karaman people to walk on was to Anatolia and Karaman in Yenisehir made an agreement. [7] [8] in Yenisehir ayrıldıkran in August after Mihaliç'te Box Hızır janissary network to network, and other gentlemen of the throne from his son since he formally announced the withdrawal of the army back to Edirne in Bursa when he left. [9] [10 ] [11] II. In the summer of 1444 in the east and west of Murat ensure peace in thinking of the abdication of the throne in Edirne by creating a loophole in the state authority has been dragged into the crisis. Prudent foreign policy to act in the preferred Sadrazam Çandarlı Mehmed'in with Halil Pasha gathered around the Şahabeddin, Zağanos, pacha Turahan competition between the head demonstrated. [7] This competition between the years 1444-1453 in the Ottoman Empire life in the major political developments of the determining factors has been one of . [12] at the beginning of August the king made peace with the Ottoman Ladislas'ın void, declared a new Crusade is out to cause panic in the capital city of Edirne, and people began to leave the city. In favor of the Greeks and the Ottoman throne Konstantinopolis'te claim Orhan Çelebi in this period through a rebellion İnceğiz and attempted Dobruca'ya. This initiative has been front and Orhan Çelebi Konstantinopolis'e by Şahabeddin Pasha fled. [7] In the same period in the capital itself to be an ambassador of Hurufilik fans from Iranian people had gathered a great deal of followers. Mehmed also had interest in the protection of the teachings of the Persian gold was taken. However, in this case, Mufti Fahreddin and Sadrazam react on Halil Pasha's too late Mehmed was forced to pull out without support, and finally in the capital had been a massacre Hurufi. In the meantime, with 7000 houses in the city which was in the fire was ashes. [13] [14] At the end of September in the Christian army led by King Ladislas over the Danube, while a walk through Venice to Edirne fleet closed on the Dardanelles Strait. The grand vizier Halil Pasha's call II. Murat Anadolu Hisar the point of switching over to the Rumeli came to Edirne and 10 November 1444'te Christian army Varna'da has suffered a heavy defeat. [15] Varna during the war and after the abdication of the throne of Mehmed not the actual monarch II. Murat was. And the young sultan's authority Şahabeddin pacha Zağanos to strengthen, but wanted to take Mehmed'i Varna War Sadrazam Halil Paşa, and against them it was manic II. Murat was made to treat the real sultan. But II. After the war, the son of Murat's position may undermine the actual Konstantinopolis'teki case against Orhan Çelebi real without making a cULus was taken to Istanbul. [16] Halil Pasha's call in May 1446'nın Sadrazam Murat to the throne once more returned to Edirne. This is because the plans do Mehmed'in Konstantinopolis'e was attacked. Halil Paşa weaken its own power in mind when it comes to attack the pro Zağanos and Mehmed'in support this plan was Şahabeddin. Halil Pasha organized a rebellion by the end of Mehmed janissary and their allies are far away from power. [15] on the restoration of Mehmed Murat was taken in Manisa, Balıkesir Zağanos Pasha also sent into exile to. [17] Manisa period (1446-1451) [change] What we do in the first year in Manisa Mehmed'in about is not too much information. His father did not participate in 1446'da Mora'ya at the time. In late 1447 or early 1448 Albanian origin from a Christian slave who Gülbahar Hatun had a son by the name of the future sultan Bayezid be. [18] with Hungarians 1448'de II. Kosovo War Anatolian troops led by his father to accompany the first time in a battle took place. [19] 17 years of age when the association with Gülbahar Hatun dad does not approval by the Solomon dynasty Dulkadir brain Sitti Hatun daughter was married. [20] At the very beginning in Istanbul Mehmed the command in a way that was moving. His consent was attacked by Turkish hackers Venice in the Aegean. Hicri calendar with 852 (1448/1449) in Selçuk in the money in his name was suppressed. [21] 1449'un August or in September, his mother died. [22] In 1450 his father, Alexander Bey is on Albania and the time which resulted in failure to Akçahisar joined the siege. [19] The second time the board out [change] II. Murat died on February 1451'in 3. Mehmed the death of his father's express news Sadrazam Halil Paşa with the letter was sent to Manisa. Is described by "I love my art come!" Jump at them and had set off northwards. Mehmed February 18 the second time in Edirne 1451'de output board. Halil Pasha was then kept in Çandarlı sadrazamlık bureau, Ishak Pasha was then assigned as the Anatolian beylerbeyi to accompany the funeral of the father and was sent to Bursa. Then the father of the daughter of eight months İsfendiyaroğulları guys young son drowned in Ahmed Çelebi. In this way, the law also katil(ıı) sister was put into practice. Ahmet Çelebi's funeral with his father to Bursa Murat really sent. [23] Although the task Çandarlı Halil Pasha Mehmed leave with you now also own the real power in lala attracted heads of Şahabeddin pasha pasha and Zağanos in the hands of the warrior was cut. Balkan territories in the south of the Danube Mehmed'in objective west of the Euphrates and the Anatolian soil, creating the great-grandfather worked Yıldırım Bayezid'in to establish a centralized empire. To do so, however, unlike Bayezid'in should receive Konstantinopolis'i thought. [24] On the other hand, should the west and the East and in Rome the young age and inexperience of the new sultan therefore was perceived as a threat initially important. The Mehmed'in 1451'de Venice, Genoa Republic, Hungary and the Serbian despotism and his father have done to reinforce the agreement was renewed. [25] Mehmed East to Rome, the father of the period of friendly relations will continue and Süleyman Çelebi Orhan's grandson Konstantinopolis'teki 300 thousand was reported separate reserves for the year. [26] Who you think would be a poor ruler Mehmed'in was not only Christians. After passing the board to raise their stock Karamanlılar local insurgency and they then took Akşehir with Seydişehir. On top of that Anatolia was Mehmed 1451'in in the summer and was quickly suppressed the rebellion. In the meantime, to find opportunities Anadolu'da Mehmed'in knows the Eastern Roman Emperor Konstantinos through courier Süleyman Çelebi Orhan's grandson Şehzade not make the payments, the payment is not doubled Orhan of the Ottoman claim to the throne to allow the threat has. Mehmed sent ambassadors to the problem would only return to Edirne income after Orhan is reserved for the seizure and ordered to be Konstantinopolis'in blockade. [27] Istanbul's conquest [change] Main article: the conquest of Istanbul Fatih Sultan Mehmed, go to Istanbul, while Fausto Zonaro'nun work (1854-1929) When the sword conquered Istanbul. Topkapi Museum, Istanbul Preparations began in late 1451 Mehmed siege. In the Anatolian side of the Straits has made great grandfather Bayezid'in in front of the Anadolu Hisar during that time period is called Boğazkesen has ordered the construction of Rumeli Hisar. Emperor Konstantinos for the construction of fortress Mehmed'e need their permission to let you know that the messenger was sent, but did not accept Mehmed ambassadors. Emperor for peace talks in June last 1452'nin once again sends ambassadors but declined Mehmed ambassadors. This declaration of war meant. Hisar was completed in August 1452'nin. Thus, in the hands of Ottoman history has control of the strait. Ships through the Straits will have to pay toll in the hereafter. Otherwise, the ship was sunk by the top shot. Refused to pay at the end of 1452 a ship of Venice is sinking, the captain and crew were arrested. The founder of the balls by a ball Erdelli Urban was named. Mehmed in their power ball Konstantinopolis'in walls may collapse and the Urban yapamayacağını asked "What Konstantinopolis, nor could put a ball against the walls of Babylon could do" said. [28] On the other hand, these developments and the Italian cities against the Emperor Konstantinos Papa requested to help desperately, but they remained inconclusive. Genoa only decided to send aid 1452'nin in November and 700 soldiers at the command of Giovanni Giustiniani January 26 taşıyan 1453'te Konstantinopolis'e had Genoese galley. Emperor Konstantinos, Giovanni Giustiniani'yi land forces did başkumadan. [28] Kostantinopolis'teki around 8000 in the number of troops, 26 warships in the harbor was found. Earlier with 700 Italian ship in February, seven Crete and Venice from the city fled. The number of troops in the Ottoman army was at least 50,000. Surrounded by land will not be sufficient to also consider Mehmed only a navy prepared. The Navy in the spring months of the Marmara entrance had throat. [29] The Ottoman army was to move from March 23 and April 2 in Edirne in Konstantinopolis'e had. Input chain closed the same day of the Golden Horn. Headquarters in Maltepe against Romanus door delivery call in to the last time, but the emperor Mehmed declined. The first attacks began the morning of April 6. Siege, with sporadic clashes lasted 53 days. Konstantinos Emperor, Romanus door with Giustinani was defense. One of the continent Şehzade manage Orhan was the Marmara coast. On April 20 that the Pope and three Genoese ships coming from Sicily on a Greek cargo ship in the city appears. At the end of the war in the Marmara Sea in the evening hours four ships managed to enter the Golden Horn. In a way in to the Golden Horn to the fleet needs to know to get land from land that gave Mehmed ships. Today the route to extend to Kasımpaşa from Dolmabahçe planking was laid and 70 cylinders on the ship until April 22 to the Golden Horn in the morning was. Thus passed into the hands of Ottoman control of the Golden Horn. On the other hand, the seventh week of the siege of the Ottomans failed to get a result is still accurate. At this point, Halil Pasha, the last time but was persuaded to call for delivery Mehmed'i emperor declined the offer again. On May 24 in the month of Mehmed this land and the sea 29'unda announced a major attack would do. [30] Recent attacks organized preparations Zağanos Pasha. [31] the Ottoman army began May 29, the first time taaruza. Three waves in the final Ottoman taaruzu made. During the first two hours are irregular walls were attacked, then the Anatolian troops took their places. Finally the coup de grace to hit the circuit into janissary. In the meantime it would be to leave the field Giustiniani'nin war between the city of defending moral disorder caused. Finally, good morning in the Ottoman army managed to come through the door bolt was not named Kerkoporta and the door to the Ottoman flag on the towers were erected. [32] the first day of the conquest Mehmed entered the city in the afternoon. St.Sophia went to pray, and "then my throne, is Istanbul!" I said. [31] So according to religious law, forcing the city was sacked. Yağma took three days. Konstantinos'un is unknown fate of the Emperor. Some sources said the body can not be found, some historians such as Babinger emperor's body was diagnosed by the authors of the purple shoes. Leave the city, working incognito prince Orhan when the monk was caught were executed. [33] [34] The city's trade center Fatih escaped the Greeks and the Genoese of Galata return provided. Gave permission to reopen the Greek Patriarchate, the Armenian Patriarchate of the Jews established a hahambaşlığı. II. Mehmed Tokyo, people from different religions lived together, trade and cultural center was intended to be a capital. The establishment of new capital [change] Immediately after the conquest Mehmed began renovation of the city. The goal is not to fall to Rome of the East it was to resurrect the Ottoman structure. Will establish an Islamic state in the Eastern Roman empire, as was to be cosmopolitan with a structure. For this purpose, in the city of the Greek Orthodox Patriarchate, the Armenian Patriarchate and had decided that the Jews must have hahambaşı. January 6 as 1453'te Yorgo has Skolaris new Orthodox patriarchs. In this way the Catholic Church joined Mehmed Orthodox kilsesiyle also wanted to prevent. Hagia Sophia into a mosque where the patriarch as the authorities were given Havariyun Church. Jews in the city in the same order as the hahambaşı has at Moşe Kapsali. In 1461 the Armenian Patriarch of Istanbul and Bursa as Psikoposu has Hovakim. Theodosius, at the same location as the first of Mehmed Forum launched the construction of palaces. In later years, has built the Topkapi Palace Sarayburnu'nda. Halil Pasha's death in Çandarlı [change] Fatih, during the conquest of Istanbul and have passed the first board (II. Mehmed Han and impatient, inexperienced to see) because of attitudes that show, 10 July 1453 on Çandarlı Halil Pasha, then in Edirne was executed. So everyone was resigned to the young hakan. [35] Halil Pasha, after victory in the Golden Gate Çandarlı Yedikule was in prison forty days, was taken July 10 mph in the eyes (eğiceği neck to gaze at the Hakan you, disobedience), and were executed. Then the bones were taken to İznik by his son Ibrahim Pasha was buried in the tomb. Çandarlı Halil Paşa, death is the first Ottoman grand vizier. New victory for [change] Fatih Sultan Mehmed After the Ottoman conquest of Istanbul states that loyalty and capture the castle to return some of the Serbs, Hungarians and the restructuring of business units began to show hostility. Between 1454 -1457 on this expedition was organized in Serbia, three times in succession. Belgrade was seized outside the Serb territory. Starting with the King of the Serbian throne Bronkoviç'in combat death benefit from the Ottomans, Serbs were connected to the tax. To inflame the fight over the throne again, the time Mora Fatih, was ordered to put an end to Serb affair. Mahmut Pasha, 1459'da capitals Semendire'yi seized by Semendire Sancakbeyliği'ni created. Thus, in Serbia will take 350 years of Ottoman domination was beginning. After the conquest of Istanbul, the Byzantine Emperor XII. Constantine's sons, Mora'da against rivals Kantakuzen family, had requested the help of the Ottomans. Turahanoğlu Ömer Bey, tireur to intervene with the situation and the opposition has been eliminated. But this time the fight had started between two brothers. Intentions of the countries of the region knows Mora Fatih 1458'de act was invaded. The Fatih Korent'i seized, by linking them to the center of Mora, where a banner created. Athens and other regions of the Ottoman rule was adopted. Her sister has the support of the Albanian Dimitrios'a against the Ottomans Tomas'ın agreement was reconstructed on 2.kez Mora'ya time. Tomas, the Pope was forced to flee to the next. Region was placed on a large number of Turkish. Venetians were trying to revolt against the Ottoman people of the region. But that success is not Venice, the Ottoman forces were defeated by the (1465). Resulting in significant over time of Fatih Anadolu Genoans Amasra, the Candaroğulları'nın was in the hands of Sinop. Fatih Sultan Mehmed the Ottoman Empire's domination of the khanate 1477'de Crimea took gold. A 16-year agreement with the Venice 1479'da war has to end. Venice has been left to the Ottoman fortress in Albania, the right to benefit from wharf for some Mora'daki was obtained. Fatih reached agreement with the Venice, Italy to the war has opened the state's other major cities. Italy's southern port of Otranto 1480'de was seized. Otranto, a way to Rome as a beachhead in Europe for this event has major repercussions match. Bosnia-Herzegovina and the Bosnian people time to create a Muslim [change] Tax that is connected via the King of the Ottomans in Bosnia, agreements to defer action in Skopje on last Fatih, Sadrazam Mahmut Pasha and Bosnia to Turahanoğlu Omer Bey had given orders to be completely conquered. In 1463 the King of Bosnia once again recognized the Ottoman domination. However, after the verdict was killed Şeyhülislam also on this land and created Bosnia Sancakbeyliği. But upon returning to Istanbul the same year the army, entered the Hungarian king to Bosnia. The second time, the Ottomans with the time, except Yayçe again took all the castles and cities. Bosnia and Herzegovina during the time of King Stefan the country must be directly connected to the land of the Ottomans, was left in the throne. In 1483 the Ottoman lands, however, the case will Herzegovina. Fatih, the Ottoman territories in Bosnia when the floor "Bogomil" in Bosnia in order was very nice. Both the Catholic church to receive and print their own Ortadoksların therefore Bogomiller look hot in the Ottoman administration, and they provided was influenced by religion and freedom of conscience was being used when Muslims. The Muslims in Bosnia "Bosniak" is called. Most powerful in the Ottoman era of Fatih neighbor and rival, the Hungarian land and at sea was in Venice. Hungarians in this period alone can not deal with the Ottomans in the know, did not directly afford a war, Fatih also not planning to pass the course of the Danube. However, through tireur, Hungary for providing security to hundreds of successful raids were organized. Similarly the Republic of Venice directly comparable with the Ottomans in the Balkans than in other states he would rather keep the agitation was. Mora and islands in the Aegean with powerful freeze want to have Venice, the Ottomans did not get the results you want in the face, but many island and coastal fortress was in the hands of the Ottomans. Fatih's about freedom of Bosnia Fransiskanları'nın warrant [change] I'll announce to the world that Fatih Sultan Khan here in this ordinance all my Bosnian Franciscans are under my protection. And, one that will not hurt people or damage to churches. I will live in peace in my country. Find peace and freedom for immigrants, these people will become. I have in my country will be able to return to the monastery. I my country one queen and the governor do not even honor damage will not hurt them. No one of these people can not attack the property and the church. This ordinance, the lot of Allah Who created the heavens, Hz. And history of the prophet Mohammad on behalf of 124000 on my sword, I swear one of my people will not violate the warrant. [Source must be specified] This ordinance is the oldest documents on religious freedom. Turn the whole language of the UN Charter in 1971 and published it. [Source must be specified] And Bogdan Eflak of time [change] Yıldırım Bayezid time connecting to the tax by Fatih per Vlad's Eflâk princedom (Kazıklı Voyvoda) was the (1456). Ottomans appear connected to Vlad sneakingly hostility was in fact the messenger of Fatih Vlad'ın pale on the 1462 killing of Fatih, Eflâk'a once held. Ottoman forces to areas with the help Boğdan'dan long voyvoda were followed. After all, the refuge of the Hungarians, the Ottomans to deal with the matter has been resolved on Vlad'ı prisoners. Brought to voyvodalık and Radul'u Fatih Ottoman state case came to a Eflâk. Since the recognition of the Ottoman Rule 1455'ten Bogdan track princedom after the conquest of the hostile policy of the scale on the year 1475 the Ottoman forces defeated in the war despite Racova entry 1476'da Boğdan'a. At the beginning of the Ottoman forces Bogdan Fatih itself a great army was defeated. Ottoman rule was again recognized in this way, Bogdan. Albania seferleri [change] And the support of the papacy and the kingdom of Naples incitement to action by the judge Albania Alexander Bey, the Ottoman forces vurkaç tactics to organize raids. This on top of Fatih, in person next time I decided to quit. I.seferde occurred in 1465, to make the İlbasan Castle, in the Fatih quarter, Balaban Pasha is assigned to the region, came back. However, the Pope and other states, the Turks who attacked the forces of Alexander Bey, Balaban Pasha was martyred, and then the siege of the fortress was İlbasan. So the Fatih II. Sefer output of Albania (1467). Build a new garrison in the territory was captured. In the meantime, instead of Alexander and his son Jean was killed Bey. Because of the unrest in Albania started Fatih 3rd time to time, Albania has started. Albanians who have remained in the hands of Kroya and was surrounded İşkodra. The status of an Ottoman province of Albania 1479'da finally came. The fall of the Trabzon Greek States [change] 1461'de Devleti'nin Pontus (Trabzon Empire) has seized the capital of Trabzon, and then gave an end to the existence of this state. 1462'de once again began Rumeli. Tied to the Ottoman Empire and then Eflâk'ı Bosnia 1463'te was completely seized. In the same year to receive the Aegean Sea island in the Venice between Midilli opened. This event will take 1479'a the war was the beginning. That the conquest of Fatih in the Aegean islands; Taşoz, Eğriboz, Limni, Semadirek, İmroz, Midilli and Tenedos'dur. 1465'te majority Herzegovina, Albania 1466'da also some castles in conquered. Karamanoğulları and alliance against Fatih Akkoyunlular [change] From the development of the Ottoman Empire in the face of this power Karamanoğulları, Akkoyunlular'la alliance was founded in Eastern Anatolia. Fatih, an Anatolian 1466'da new time began. Konya was the capital Karamanoğullarının seized. Karamanoğulları But back to Istanbul, the Ottomans took place back. Gedik Ahmed Pasha as grand vizier Postpay will once again 1471'de Karamanoğullarını has suffered defeat. Akkoyunlular, have continued to support Karamanoğullarını. August 11th ruler Uzun Hasan 1473'te Otlukbeli Akkoyunlu War and suffered a heavy defeat was. The next year, eliminating it completely has Karamanoğulları seigniory. Death [change] Fatih 1481'de, a new time was right to Anatolia. But I was sick at the beginning of the road and died on May 3 1481'de camp in Gebze. Gut is the thought to die from disease, poison the well is said. After the death of his son Bayezid output board. The tomb lies in the sole Camii'ndeki Fatih. At the time exactly where bilinmemektedir.Zira Fatih security of this information in terms of time, so keep secret, and anyone söylemiyordu.Ancak historians of the time in Egypt or in Rome (Papal) will yürütmektedir.Ama estimates in the direction of books and other historians of the far place victory will be organized After Sultan Mehmet görüşündeydi.Fatih kill the Pope, 2-3 days for all church bells were ringing for. Family [change] Spouses [change] Gülbahar Hatun: II. Gevher is the mother of Sultan Bayezid. Hatun Gülşah: Karamanoğulları'ndan is the daughter of Ibrahim Bey. Sitti Hatun Mükrime: Dulkadiroğlu is the daughter of Süleyman Bey. Flowers Hatun: Turkmen Be is a girl. Helene Hatun: Mora Demetrus'un girl that is despotic. Anna Hatun: Trabzon is the daughter of the Greek emperor, marriage was a short period. Hatun Alexias: Princess of Byzantium. Male children Mustafa II. Bayezid Cem Sultan Girls Gevher Sultan. Mehmed Uzun Hasan's son, Mirza Uğurlu Akkoyunlu married. His son Ahmed Bey'dir Akkoyunlu Göde. The name of a girl's name is not known Kevser other girls. Innovation and Kanunnameleri Fatih, the Ottoman Empire a great military success has turned into the empire. Science, has shown special interest in history and philosophy. Other than Turkish in Arabic, Persian, Latin and Greek books, the library had a special. "Avni" poems were written with the nickname. Fatih Court of Poetry (1944), Fatih's Şiirleri (1946), Fatih and Şiirleri (1959) were published under names such as. Scientists and supporting letters Fatih, master of prose and poet Sinan Pasha Ahmed Pasha was then increased to vezirlik. The famous mathematician and astronomer information provided Ali Kuşçu's stay in Istanbul. Fatih, brought to Istanbul by the Italian painter Gentile Bellini'yi 1479'da to make pictures. Fatih, the Ottoman State in the regular and make arrangements for a permanent structure has to win. Management, finance and law in place that contains the rules of Fatih Kanunnameleri, remained in force in the next period. This Kanunnameleri, Sultan to the state board for the future of their brother was right to kill (FatihKanunnamesinin this article is the latest item of clothing and how the officer would say later, that has spoken to him such a famous historians say that the law). The basic principles of the Ottoman state in order Fatih Many Tanzimat period was to protect the validity. During the reign of Fatih Ottoman architecture has been more than 500 countries. That the name of the most important buildings, with a mosque in Istanbul medrese, library, almshouse (soup kitchen), darüşşifa (hospital), public baths, including units such as Fatih Külliyesi'dir caravansaries. Education and culture One of the most important side Fatih Sultan Mehmed'in date also has been the importance given to education. University and the world in terms of Ottoman history on one of the oldest educational institutions in the Stage-I has established Semana. Istanbul's first Turkish higher education institutions Stage-i is Semana. Stage-I in Semana medrese Fatih Mosque and madrasas were the highest level. Stage-education curricula to prepare Semân'ın scientist Ali age Kuşçu'dur important. Medresesi organized by the Ali Kuşçu to a reading plan that even the "Kanunnameleri" known as the together, but so far the review has not been seized from the Ottoman archive documents. In 1918 that as of this Kanunnameleri Külliye is possible to do with the resulting fire. Stage-I chart, by Kanuni transported to the drop-Süleymaniye madrasas and mental science students at the time was raised. Kanuni devrinde bu medreseler şer'î ilimler ihtisası yapılan medreseler olmuşlar, Süleymaniye medreseleri de aklî ilimlerin ihtisas yeri olmuştur. Notes İstanbul'un fethi mevzuunda, "İstanbul mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir" demiştir. [36] İstanbul Boğazı üzerinde Fatih'in anısına inşa edilen Fatih Sultan Mehmed Köprüsü 3 Temmuz 1988'de kullanıma açılmıştır. Popüler kültürde II. Mehmed Nedim Gürsel'in Boğazkesen romanı İstanbul'un fethini konu almaktadır. 1997 yapımı Kuşatma Altında Aşk filmi, İstanbul'un fethini arka planda kullanmaktadır. Ahmet Almaz'ın Fatih Sultan Mehmed Nasıl Öldürüldü? isimli kitabında Fatih'in ölümü ile ilgili bazı iddialar değerlendirilmektedir. Recep Uslu, Fatih döneminde musiki konulu bir dizi makale yayınlamıştır. Yazar Turan Oflazoğlu'nun Bizans Düştü Fatih adlı oyununda İstanbul'un Fethi anlatılmaktadır

Fatih Sultan Mehmet


II. Mehmed veya sık kullanılan unvanıyla Fatih Sultan Mehmed, (Osmanlı Türkçesi: محمد الثانى Mehmed-i sānī, Lakabı el-Fatih (الفاتح) ) (d. 30 Mart 1432[1] – ö. 3 Mayıs 1481[2]) yedinci Osmanlı padişahıdır. Sultan II. Murad ve Hüma Hatun'un oğludur.
İstanbul'u fethetmesinden sonra "Fatih" lakabıyla anılmıştır. İstanbul'un fethi, Orta Çağ'ın sonu Yeni Çağ'ın başlangıcı olmuştur.[3] Bundan dolayı Fatih, "çağ açan hükümdar" olarak da tanınır. İstanbul'u fethetmesinden sonra Caesar (Sezar, Kayser) ünvanını da kullanmaya başlamıştır. İstanbul'un fethiyle 1000 yıllık Bizans İmparatorluğu son bulmuştur. Fatih, çıkardığı yasalarla devleti önemli ölçüde yeniden biçimlendirmiştir.

Şehzadeliği
Fatih Sultan Mehmed 29 Mart 1432 Pazar günü şafak vakti, o dönemde Osmanlı Devleti’nin başkenti olan Edirne'de doğdu. Babası II. Murat'ın dördüncü oğluydu.[1][4] Annesi Hüma Hatun adıyla bilinir.
Mehmed iki yaşına kadar Edirne'de kaldıktan sonra 1434'te sütninesi ve küçük ağabeyi Ali ile birlikte 14 yaşındaki büyük ağabeyi Ahmet'in Rum sancakbeyi olduğu Amasya'ya gönderildi. Burada ağabeyi Ahmet'in erken yaşta ölmesi üzerine Mehmed altı yaşında Rum sancakbeyi oldu. Diğer ağabeyi Ali ise Manisa'da Saruhan sancakbeyi oldu. İki yıl sonra babaları Murat'ın talimatıyla iki kardeş yer değiştirdiler ve Mehmed Saruhan sancakbeyi oldu.[kaynak belirtilmeli]
Mehmed'in eğitimi için babası çeşitli hocalar görevlendirdi. Ancak zeki olduğu kadar hırçın bir çocuk olan Mehmed'in eğitilmesi kolay olmadı. Sonunda babası heybetli ve otoriter bir alim olan Molla Gürani'yi görevlendirdi. Anlatılana göre Murad, Gürani'ye bir değnek vermiş ve Mehmed itaatsizlik ederse kullanmasını söylemişti. Gürani, Mehmed'e dersi dikkate almayan öğrencisine bir hocanın dayak atması üzerine edebi bir cümleyi inceletmiş, Mehmed durumun ciddiyetini anlayarak hizaya gelmiş, ardından genç şehzade kısa sürede Kur'an'ı öğrenmişti.

İlk kez tahta çıkışı

II. Murat 1443 yazında Karaman beyi İbrahim'i Anadolu'da yenilgiye uğrattıktan sonra Ekim ayında Edirne'ye döndüğünde Hunyadi Yanoş, Macar Kralı Ladislas ve Sırp Despotu Yorgo Brankoviç önderliğinde bir Hristiyan ordusunun Tuna'nın güneyindeki Osmanlı topraklarını istila etmeye başladığı haberini aldı. Aynı dönemde Amasya'dan Şehzade Ali'nin öldüğü haberi geldi.[5][6] Ağabeyinin ölümüyle Mehmed tahtın yeni vârisi olmuştu. Murat Hıristiyan ordusunun 25 Aralık'ta İzladi'de durdurulmasının ardından başlayan müzakereler sırasında Mehmed'i Manisa'dan Edirne'ye getirtti. 12 Haziran 1444'te Edirne'de Macarlarla antlaşma yaptıktan bir ay sonra oğlu Mehmed'i Edirne'de Sadrazam Çandarlı Halil Paşa denetiminde "kaymakam" olarak bırakarak Hamidili topraklarını işgal eden Karamanlıların üzerine yürümek üzere Anadolu'ya geçti ve Karamanlılar'la Yenişehir'de bir anlaşma yaptı.[7][8] Yenişehir'den ayrıldıkran sonra Ağustos ayında Mihaliç'te yeniçeri ağası Hızır Ağa ve diğer beylere tahttan oğlundan yana resmen çekildiğini duyurdu ve ordusu Edirne'ye dönerken kendisi Bursa'da kaldı.[9][10][11]
II. Murat'ın 1444 yazında doğuda ve batıda barışı sağladığını düşünerek tahttan çekilmesi Edirne'de bir otorite boşluğu yaratarak devleti buhrana sürükledi. Dış siyasette ihtiyatlı davranmayı tercih eden Sadrazam Çandarlı Halil Paşa ile Mehmed'in etrafında toplanmış olan Şahabeddin, Zağanos, Turahan paşalar arasında rekabet baş gösterdi.[7] Bu rekabet 1444-1453 yılları arasında Osmanlı Devleti'nde yaşanan başlıca politik gelişmelerin belirleyici etmenlerinden biri olmuştur.[12] Ağustos başında Kral Ladislas'ın Osmanlılarla yapılan barışı geçersiz sayarak yeni bir Haçlı Seferine çıkacağını ilan etmesi başkent Edirne'de paniğe yol açtı ve halk şehri terk etmeye başladı. Konstantinopolis'te Rumların himayesinde olan ve Osmanlı tahtında hak iddia eden Orhan Çelebi de bu dönemde İnceğiz ve Dobruca'ya geçerek bir isyan girişiminde bulundu. Bu girişim Şahabeddin Paşa tarafından önlendi ve Orhan Çelebi Konstantinopolis'e kaçtı.[7] Aynı dönemde başkentte kendini Hurufilik taraftarlarının elçisi olarak tanıtan bir İranlı halktan epey yandaş toplamıştı. Mehmed de İranlının öğretisine ilgi duymuş ve koruması altına almıştı. Ancak Müfti Fahreddin ve Sadrazam Halil Paşa'nın bu duruma tepki göstermesi üzerine Mehmed çok geçmeden desteğini çekmek zorunda kalmış ve sonunda başkentte bir Hurufi katliamı yaşanmıştı. Bu sırada şehirde çıkan yangında bedesten ile birlikte 7.000 ev kül olmuştu.[13][14]
Eylül ayı sonlarında Kral Ladislas önderliğindeki Hıristiyan ordusu Tuna'yı aşarak Edirne'ye doğru yürürken bir Venedik filosu da Çanakkale Boğazı'nı kapattı. Sadrazam Halil Paşa'nın çağrısıyla II. Murat Anadolu Hisarı'nın bulunduğu noktadan Rumeli'ye geçerek Edirne'ye geldi ve 10 Kasım 1444'te hıristiyan ordusunu Varna'da ağır bir yenilgiye uğrattı.[15] Varna Savaşı sırasında ve sonrasında Mehmed tahttan çekilmemişse de fiilen padişah II. Murat'tı. Zağanos ve Şahabeddin paşalar genç padişahın otoritesini güçlendirmek için Mehmed'i Varna Savaşı'na götürmek istemişler ama Sadrazam Halil Paşa buna mani olmuş ve onlara karşı II. Murat'a gerçek padişah muamelesi yapmıştı. Ancak II. Murat savaştan sonra oğlunun konumunu Konstantinopolis'teki Orhan Çelebi'ye karşı zayıflatmamak için fiilî durumu hakiki bir cülus haline getirmeden Manisa'ya çekildi.[16]
Murat 1446'nın Mayıs ayında Sadrazam Halil Paşa'nın çağrısıyla bir kere daha Edirne'ye tahtına döndü. Bunun sebebi Mehmed'in Konstantinopolis'e saldırma planları yapıyor olmasıydı. Halil Paşa kendi gücünü zayıflatacağı düşüncesiyle bu saldırıya karşı gelirken Mehmed'in yandaşı olan Zağanos ve Şahabeddin bu planı destekliyordu. Sonunda Halil Paşa bir yeniçeri isyanı düzenleyerek Mehmed ve yandaşlarını iktidardan uzaklaştırdı.[15] Murat'ın yeniden tahta geçmesi üzerine Mehmed Manisa'ya çekildi, Zağanos Paşa da Balıkesir'e sürgüne gönderildi.[17]

Manisa dönemi (1446-1451) [değiştir]
Mehmed'in Manisa'daki ilk yıllarında neler yaptığına dair çok fazla bilgi yoktur. Babasının 1446'da Mora'ya düzenlediği sefere katılmamıştı. 1447 sonlarında ya da 1448 başlarında Arnavut kökenli bir hıristiyan köle olan Gülbahar Hatun'dan ileride padişah olacak Bayezid adında bir oğlu oldu.[18] 1448'de Macarlar ile yapılan II. Kosova Savaşı'nda babasına Anadolu birliklerinin önderliğinde eşlik ederek ilk defa bir savaşta yer aldı.[19] 17 yaşına geldiğinde Gülbahar Hatun ile birlikteliğini tasvip etmeyen babası tarafından Dulkadir hanedanından Süleyman beyin kızı Sitti Hatun ile evlendirildi.[20]
Mehmed Manisa'da bulunduğu sıralarda oldukça başına buyruk bir biçimde hareket etmişti. Onun rızasıyla Türk korsanları Ege'deki Venediklilere saldırıyordu. Hicri takvimle 852 (1448/1449) yılında Selçuk'ta kendi adına paralar bastırmıştı.[21] 1449'un Ağustos veya Eylül ayında annesi vefat etti.[22] 1450 yılında babasının İskender Bey üzerine yaptığı Arnavutluk seferine ve başarısızlıkla sonuçlanan Akçahisar kuşatmasına katıldı.[19]

İkinci kez tahta çıkışı [değiştir]
II. Murat 1451'in 3 Şubat günü öldü. Mehmed babasının ölüm haberini Sadrazam Halil Paşa'nın özel ulakla Manisa'ya gönderdiği mektupla aldı. Anlatılana göre "Beni seven ardımdan gelsin!" diyerek atına atlayıp, kuzeye doğru yola çıkmıştı. Mehmed 18 Şubat 1451’de Edirne'de ikinci kez tahta çıktı. Çandarlı Halil Paşa'yı sadrazamlık makamında tuttu, İshak Paşa'yı da Anadolu beylerbeyi olarak atadı ve babasının cenazesine eşlik etmek üzere Bursa'ya gönderdi. Daha sonra babasının İsfendiyaroğulları beyinin kızından olan sekiz aylık oğlu Küçük Ahmed Çelebi'yi boğdurttu. Bu şekilde kardeş katli yasası da uygulamaya konmuş oldu. Ahmet Çelebi'nin cenazesi de babası Murat'ınkiyle birlikte Bursa'ya gönderildi.[23]
Mehmed her ne kadar Çandarlı Halil Paşa'yı görevinde bıraktıysa da artık gerçek iktidar kendisiyle birlikte lalaları Şahabeddin Paşa ve Zağanos paşaların başını çektiği savaşçı kesimin eline geçmişti. Mehmed'in amacı Tuna'nın güneyindeki Balkan toprakları ile Fırat'ın batısındaki Anadolu topraklarını alarak büyük dedesi Yıldırım Bayezid'in oluşturmaya çalıştığı merkeziyetçi imparatorluğu kurmaktı. Ancak Bayezid'in aksine bunu yapmak için önce Konstantinopolis'i alması gerektiğini düşünüyordu.[24] Öte yandan gerek batıda ve gerekse de Doğu Roma'da yeni padişah genç yaşı ve tecrübesizliği dolayısıyla ilk başta önemli bir tehdit olarak algılanmamıştı. Bu görüş Mehmed'in 1451'de Venedik, Ceneviz Cumhuriyeti, Macaristan ve Sırp Despotluğu ile babasının yapmış olduğu anlaşmaları yenilemesiyle pekişmişti.[25] Mehmed Doğu Roma'ya da babası dönemindeki dostane ilişkileri devam ettireceğini ve Süleyman Çelebi'nin Konstantinopolis'teki torunu Orhan için yıllık 300 bin akçe ayırdığını bildirmişti.[26]
Mehmed'in yetersiz bir hükümdar olduğunu düşünen yalnızca hıristiyanlar değildi. Tahta geçmesinin ardından Karamanlılar yerel beylikleri yeniden diriltmek üzere ayaklandılar ve Seydişehir ile Akşehir'i ele geçirdiler. Bunun üzerine 1451'in yazında Mehmed Anadolu'ya geçti ve kısa sürede bu isyanı bastırdı. Bu sırada Mehmed'in Anadolu'da bulunmasını fırsat bilen Doğu Roma İmparatoru Konstantinos ulakları vasıtasıyla Süleyman Çelebi'nin torunu Şehzade Orhan'ın ödeneğinin yapılmadığını, ödeneğin ikiye katlanmaması halinde Orhan'ın Osmanlı tahtında hak iddia etmesine izin vereceği tehdidinde bulundu. Mehmed sorunu çözeceğini söyleyerek elçileri gönderdi ancak Edirne'ye döndükten sonra Orhan için ayrılmış olan gelirlere el koydu ve Konstantinopolis'in ablukaya alınmasını emretti.[27]

İstanbul’un fethi [değiştir]
Ana madde: İstanbul'un fethi

Fatih Sultan Mehmed, İstanbul'a girerken, Fausto Zonaro'nun eseri (1854-1929)

İstanbul'u fethederken kullandığı kılıcı. Topkapı Müzesi, İstanbul
Mehmed kuşatma hazırlıklarına 1451 sonlarında başladı. Boğaz'ın Anadolu yakasında büyük dedesi Bayezid'in yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına o dönemde Boğazkesen adı verilen Rumeli Hisarı'nın inşa emrini verdi. İmparator Konstantinos Mehmed'e hisarın yapımı için kendisinden izin alması gerektiğini bildirmek için elçiler gönderdi ancak Mehmed elçileri kabul etmedi. İmparator en son 1452'nin Haziran ayında barış görüşmeleri için bir kere daha elçilerini gönderdi ancak Mehmed elçileri reddetti. Bu savaş ilanı anlamına geliyordu. Hisar 1452'nin Ağustos ayında tamamlandı. Böylece boğazın kontrolü Osmanlıların eline geçmiş oldu. Boğazdan geçecek gemiler bundan böyle geçiş parası ödemek zorundaydı. Aksi takdirde gemiler top atışıyla batırılacaktı. 1452 sonlarında ödeme yapmayı reddeden bir Venedik gemisi batırılmış, kaptanı ve tayfası tutuklanmıştı. Söz konusu toplar Erdelli Urban adında bir top dökümcüsü tarafından yapılmıştı. Mehmed kendisinden Konstantinopolis'in surlarını yıkabilecek güçte bir top yapıp yapamayacağını sormuş Urban da "Ne Konstantinopolis, ne de Babil'in surlarının karşı koyabileceği bir top yapabileceğini" söylemişti.[28]
Öte yandan bu gelişmeler karşısında İmparator Konstantinos Papa ve İtalyan şehirlerinden umutsuzca yardım talebinde bulundu ama bunlar sonuçsuz kaldı. Yalnızca Cenova 1452'nin Kasım ayında yardım göndermeye karar verdi ve Giovanni Giustiniani komutasında 700 asker taşıyan Ceneviz kadırgaları 26 Ocak 1453'te Konstantinopolis'e vardı. İmparator Konstantinos, Giovanni Giustiniani'yi kara kuvvetlerinin başkumadan yaptı.[28] Kostantinopolis'teki asker sayısı 8.000 civarındaydı, limanda 26 savaş gemisi bulunuyordu. Daha evvel 700 İtalyanı taşıyan yedi Girit ve Venedik gemisi Şubat ayında şehirden kaçmıştı. Osmanlı ordusundaki asker sayısı ise en az 50.000 idi. Ayrıca Mehmed yalnızca karadan kuşatmanın yeterli olmayacağını düşünerek bir donanma hazırlatmıştı. Bu donanma bahar aylarında boğazın Marmara girişine vardı.[29]
Osmanlı ordusu 23 Mart'ta Edirne'den hareket etti ve 2 Nisan’da Konstantinopolis'e vardı. Aynı gün Haliç'in girişi zincirle kapatıldı. Karargâhını Romanus kapısının karşısına Maltepe'ye kuran Mehmed son kez teslim çağrısında bulundu ama imparator reddetti. 6 Nisan sabahı ilk saldırı başladı. Kuşatma, aralıklı çatışmalarla 53 gün sürdü. İmparator Konstantinos, Giustinani ile birlikte Romanus kapısını savunuyordu. Şehzade Orhan da Marmara kıyısındaki kıtalardan birini yönetiyordu. 20 Nisan günü Papa'nın gönderdiği üç Ceneviz gemisi ve Sicilya'dan gelen bir Rum yük gemisi şehrin açıklarında belirdi. Marmara denizinde yapılan savaşın sonunda akşam saatlerinde dört gemi Haliç'e girmeyi başardı. Donanmasını bir şekilde Haliç'e indirmesi gerektiğini anlayan Mehmed gemilerini karadan geçirmeye kara verdi. Bugünkü Dolmabahçe'den Kasımpaşa'ya uzanan güzergaha kalaslar döşendi ve 70 kadar gemi silindirler üstünde 22 Nisan sabahında Haliç'e indirildi. Böylece Haliç'in kontrolü Osmanlıların eline geçti. Öte yandan kuşatmanın yedinci haftasında Osmanlılar hâlâ kesin bir sonuç alamamıştı. Bu noktada Halil Paşa son bir kez Mehmed'i teslim çağrısı yapmaya ikna etti ancak imparator teklifi yine reddetti. Bunun üzerine Mehmed 24 Mayıs'ta ayın 29'unda karadan ve denizden büyük bir saldırı yapacağını duyurdu.[30]
Son saldırı hazırlıklarını Zağanos Paşa düzenledi.[31] Osmanlı ordusu 29 Mayıs'ın ilk saatlerinde taaruza başladı. Osmanlılar son taaruzu üç dalga halinde gerçekleştirdiler. İlk iki saat boyunca başıbozuklar surlara saldırdılar, ardından Anadolu birlikleri onların yerini aldı. Son olarak öldürücü darbeyi vurmak üzere yeniçeriler devreye girdi. Bu sırada yaralanan Giustiniani'nin savaş alanından ayrılması şehri savunanların arasında büyük moral bozukluğuna neden oldu. Nihayet sabah saatlerinde Osmanlı askerleri iyi sürgülenmemiş Kerkoporta adlı kapıdan içeri girmeyi başardılar ve kapının üzerindeki burca Osmanlı sancağını diktiler.[32] Mehmed fethin ilk günü öğleden sonra şehre girdi. Ayasofya'ya giderek namaz kıldı ve "Bundan sonra tahtım, İstanbul'dur!" diye buyurdu.[31]
Şehir zorla alınmıştı bu yüzden dinî hukuka göre yağmalanabilirdi. Yağma üç gün sürdü. İmparator Konstantinos'un akıbeti meçhuldür. Kimi kaynaklar cesedinin bulunamadığını söylerken, Babinger gibi bazı tarihçiler imparatorun cesedinin mor ayakkabılarından teşhis edildiğini yazar. Şehzade Orhan ise keşiş kılığında şehri terketmeye çalışırken yakalanıp idam edildi.[33][34]
Fatih şehrin ticaret merkezi olan Galata’dan kaçmış olan Rumların ve Cenevizlilerin dönmesini sağladı. Rum Patrikhanesi’nin yeniden açılmasına izin verdi; ayrıca bir Yahudi hahambaşlığı ile bir Ermeni Patrikhanesi kurdurdu. II. Mehmed İstanbul’u, farklı dinlerden insanların bir arada yaşadığı, ticaret ve kültür merkezi olan bir başkent yapmayı amaçladı.

Yeni başkentin kurulması [değiştir]
Fethin hemen ardından Mehmed şehrin onarımına başladı. Amacı Doğu Roma'yı yıkmak değil onu Osmanlı yapısı içinde diriltmekti. Kuracağı imparatorluk bir İslâm devleti olmakla birlikte Doğu Roma gibi kozmopolit bir yapıya sahip olacaktı. Bu amaçla şehirde Rum Ortodoks Patrikhanesi, Ermeni Patrikhanesi ve Yahudi hahambaşı bulunması gerektiğine karar vermişti. 6 Ocak 1453'te Yorgo Skolaris yeni Ortodoks patriği olarak atandı. Bu yolla Mehmed Ortodoks kilsesiyle Katolik kilisesinin birleşmesini de engellemek istiyordu. Ayasofya camiye çevrildiğinden patriğe resmî makam yeri olarak Havariyun Kilisesi verilmişti. Aynı sıralarda şehirdeki yahudilerin hahambaşı olarak Moşe Kapsali atandı. 1461 yılında ise Bursa Psikoposu Hovakim İstanbul Ermeni Patriği olarak atandı.
Mehmed Theodosius Forumu'nun olduğu yerde ilk sarayının inşasını başlattı. Daha sonraki yıllarda Sarayburnu'nda Topkapı Sarayı'nın inşa ettirdi.

Çandarlı Halil Paşa'nın idamı [değiştir]
Fatih, İstanbul’un fethi sırasında ve ilk tahta geçtiğinde (II. Mehmed Han'ı sabırsız, deneyimsiz gördüğünden) sergilediği tutumlar nedeniyle, Çandarlı Halil Paşa’yı 10 Temmuz 1453 tarihinde Edirne'de idam ettirdi. Böylece herkes genç hakana boyun eğdi.[35]
Çandarlı Halil Paşa fetihten sonra Yedikule'de Altın Kapı'da kırk gün hapis edildi, 10 Temmuz'da gözlerine mil çekildi (boyun eğiceği yerde Hakan'a dik baktığından, itaatsizliğinden) ve idam edildi. Daha sonra kemikleri oğlu İbrahim Paşa tarafından İznik'e götürülüp türbesine gömüldü. Çandarlı Halil Paşa, idam edilen ilk Osmanlı sadrazamıdır.

Yeni fetihler [değiştir]

Fatih Sultan Mehmed
İstanbul'un fethinden sonra Osmanlılara bağlılığını bildiren ve ele geçirdiği bazı kaleleri geri veren Sırplar, Macarlar ile iş birliği yaparak yeniden düşmanlıklarını göstermeye başlamışlardı. Bunun üzerine 1454 -1457 arasında üç kez peşpeşe Sırbistan'a sefer düzenlendi. Belgrad dışındaki bütün Sırp toprakları ele geçirildi.
Sırp Kralı Bronkoviç'in ölümüyle başlayan taht mücadelelerinden faydalanan Osmanlılar, Sırpları vergiye bağladılar. Taht kavgalarının yeniden alevlenmesi üzerine, Mora seferinde bulunan Fatih, Sırp meselesine son verilmesini emretti. Mahmut Paşa, 1459'da başkentleri Semendire'yi ele geçirilerek Semendire Sancakbeyliği'ni oluşturdu. Böylece Sırbistan'da 350 yıl sürecek Osmanlı hâkimiyeti başlamış oldu.
İstanbul'un fethinden sonra Bizans İmparatoru XII. Konstantin'in oğulları, rakipleri Kantakuzen ailesine karşı Mora'da, Osmanlıların yardımını istemişlerdi. Turahanoğlu Ömer Bey, akıncıları ile duruma müdahale etti ve muhalifler bertaraf edildi. Fakat bu sefer iki kardeş arasında mücadele başlamıştı. Bölge ülkelerinin Mora'yı istilâ niyetlerini bilen Fatih 1458'de harekete geçti. Korent'i ele geçiren Fatih, Mora'nın bir kısmını merkeze bağlayarak, burada bir sancak oluşturdu. Atina ve diğer bölgeler ise Osmanlı yönetimini kabul etti. Kardeşi Dimitrios'a karşı Arnavutların desteğini alan Tomas'ın Osmanlılarla yapılan anlaşmayı bozması üzerine 2.kez Mora'ya sefer düzenlendi. Tomas, Papa'nın yanına kaçmak zorunda kaldı. Bölgeye çok sayıda Türk yerleştirildi. Venedikliler bölge halkını Osmanlılara karşı ayaklandırmaya çalışıyorlardı. Ancak bunda başarı kazanamayan Venedik, Osmanlı kuvvetleri tarafından bozguna uğratıldı (1465).
Anadolu seferine çıkan Fatih Cenevizlilerin önemli üslerinden Amasra'yı, Candaroğulları'nın elindeki Sinop'u aldı.
Fatih Sultan Mehmed 1477'de Kırım Hanlığı'nı Osmanlı Devleti'nin egemenliği altına aldı. 1479'da bir antlaşma yaparak Venedik'le 16 yıllık savaşa sona verdi. Venedik Arnavutluk'taki kaleleri Osmanlılara bıraktı, karşılığında Mora'daki bazı iskelelerden yararlanma hakkı elde etti. Fatih Venedik'le anlaşmaya varınca, İtalya'nın öteki önemli kent devletlerine savaş açtı. 1480'de İtalya'nın güneyindeki Otranto limanını ele geçirdi. Otranto, Roma'ya giden yolda bir köprübaşı olduğu için bu olay Avrupa’da büyük yankı uyandırdı.

Bosna-Hersek seferleri ve Bosnalıların Müslüman oluşu [değiştir]
Osmanlılara vergi yoluyla bağlı olan Bosna Kralının, anlaşmalara riayet etmemesi üzerine Üsküp'ten harekete geçen Fatih, Sadrazam Mahmut Paşa ve Turahanoğlu Ömer Bey'e Bosna'nın tamamen fethedilmesi emrini vermişti. 1463 yılındaki seferle Bosna Kralı Osmanlı hâkimiyetini yeniden tanıdı. Ancak şeyhülislamın da fetvasıyla sonra öldürüldü ve bu topraklarda Bosna Sancakbeyliği oluşturuldu. Fakat ordunun İstanbul'a dönmesi üzerine aynı yıl, Macar kralı Bosna'ya girdi.
İkinci kez düzenlenen seferle Osmanlılar, Yayçe dışındaki bütün kale ve şehirleri yeniden ele geçirdiler. Bosna seferleri esnasında Hersek Kralı Stefan da ülkesinin bir kısım toprağının Osmanlılara doğrudan bağlanması şartıyla tahtında bırakılmıştı. Ancak 1483 yılında Hersek tamamen Osmanlı toprağı hâline gelecektir. Fatih, Bosna'yı Osmanlı topraklarına kattığı zaman "Bogomil" mezhebindeki Bosnalılara çok iyi davranmıştı. Hem Katolik hem de Ortadoksların kendi kiliselerine almak için baskı yaptıkları Bogomiller bu sebeple Osmanlı yönetimine sıcak bakmışlar ve kendilerine sağlanan din ve vicdan hürriyetinden etkilenerek zamanla Müslüman olmuşlardı. Bu Müslüman Bosnalılara "Boşnak" denilmektedir.
Fatih devrinde Osmanlıların karada en güçlü komşusu ve rakibi Macarlar, denizde ise Venedik idi. Macarlar bu dönemde tek başlarına Osmanlılarla baş edemeyeceklerini bildiğinden, doğrudan bir savaşı göze alamamış, Fatih de tabiî sınır olan Tuna'yı geçmeyi düşünmemiştir. Ancak akıncılar vasıtasıyla, Macaristan'a güvenliğin sağlanmasına yönelik yüzlerce başarılı akın düzenlenmiştir. Keza Venedik Cumhuriyeti de Osmanlılarla doğrudan karşılaşmaktansa Balkanlardaki diğer devletleri kışkırtmayı yeğ tutmuştur. Güçlü donmasıyla Mora ve Ege'deki adalara sahip olmak isteyen Venedik, Osmanlılar karşısında istediği sonucu alamamış, aksine pek çok ada ve kıyı kaleleri Osmanlıların eline geçmiştir.

Fatih'in Bosna Fransiskanları'nın özgürlüğü ile ilgili fermanı [değiştir]
Ben, Fatih Sultan Han burada tüm dünyaya duyururum ki bu fermanla tüm Bosna Fransiskanları benim korumam altındadır. Ve; kimse bu insanları veya kiliselerini incitmeyecek ve zarar vermeyecektir. Benim ülkemde barış içinde yaşayacaklardır. Göçmen olmuş bu insanlar için huzur ve özgürlük bulacaklardır. Benim ülkemde olan manastırlarına dönebileceklerdir. Benim ülkemden kimse, vezirlerim valilerim dahi onurlarına zarar vermeyecek ve onları incitmeyecektir. Kimse bu kimselerin canlarına mallarına ve kiliselerine saldırmayacaktır. Bu fermanla, yeri göğü yaratan Allah'ın, Hz. Muhammed'in ve geçmiş 124.000 peygamberin adına kılıcım üzerine yemin ederim ki benim halkımdan kimse bu fermanı çiğnemeyecektir.[kaynak belirtilmeli]
Bu ferman dini özgürlüğe yönelik en eski belgelerdendir. 1971'de BM bu fermanı bütün dillere çevirmiş ve yayınlamıştır.[kaynak belirtilmeli]

Eflak ve Boğdan seferleri [değiştir]
Yıldırım Bayezid zamanında vergiye bağlanan Eflâk Prensliği'nin başına Fatih tarafından Vlad (Kazıklı Voyvoda) getirilmişti(1456). Osmanlılara bağlı görünen Vlad aslında gizliden gizliye düşmanlık ediyordu Vlad'ın Fatih'in elçilerini kazığa oturtarak öldürmesi üzerine 1462 yılında Fatih, Eflâk'a bir sefer düzenledi. Boğdan'dan da yardım alan Osmanlı kuvvetleri voyvodayı uzun süre takip etti. Neticede, sığındığı Macarların, Osmanlılarla yaptığı anlaşma üzerine Vlad'ı esir etmeleri ile mesele çözüldü. Fatih voyvodalığa Radul'u getirdi ve Eflâk bir Osmanlı eyaleti hâline geldi.
1455'ten itibaren Osmanlı Hâkimiyetini tanıyan Boğdan Prensliği'nin Kefe'nin fethinden sonra izlediği düşmanca siyaset üzerine Osmanlı kuvvetleri 1475 yılında Racova Savaşında yenilmesine rağmen 1476'da Boğdan'a girdi. Fatih'in bizzat başında olduğu Osmanlı kuvvetleri Boğdan ordusunu büyük bir bozguna uğrattı. Böylece Boğdan da yeniden Osmanlı hâkimiyetini tanımış oldu.

Arnavutluk seferleri [değiştir]
Papalık ve Napoli krallığının desteği ve kışkırtmasıyla harekete geçen Arnavutluk hâkimi İskender Bey, vurkaç taktiği ile Osmanlı kuvvetlerine baskınlar düzenlemekteydi. Bunun üzerine Fatih, bizzat sefere çıkmaya karar verdi. 1465 yılında gerçekleşen I.seferde, İlbasan Kalesi'ni yaptırıp, içine asker yerleştiren Fatih, Balaban Paşa'yı bölge için görevlendirerek, geri döndü. Ancak, Papa ve diğer devletlerden aldığı kuvvetlerle Türklere saldıran İskender Bey, Balaban Paşa'yı şehit etti ve İlbasan kalesi'ni kuşattı. Bunun üzerine Fatih II. Arnavutluk Seferi'ne çıktı (1467). Ele geçirilen topraklarda yeni garnizonlar oluşturuldu. Bu sırada İskender Bey ölmüş ve yerine oğlu Jean geçmişti. Arnavutlukta başlayan kargaşa sebebiyle Fatih 3. kez Arnavutluk seferini başlattı. Arnavutların elinde kalmış olan Kroya ve İşkodra kuşatıldı. Nihayet 1479'da Arnavutluk da bir Osmanlı vilayeti durumuna geldi.

Trabzon Rum Devleti'nin yıkılışı [değiştir]
1461'de Pontus Devleti'nin (Trabzon İmparatorluğu) başkenti Trabzon'u ele geçirdi ve bu devletin varlığına son verdi. 1462'de yeniden Rumeli seferine çıktı. Eflâk’ı Osmanlı Devleti'ne bağladı ve 1463'te Bosna'yı tamamen ele geçirdi. Aynı yıl Ege Denizi'ndeki Midilli Adası'nı alınca Venedikliler'le arası açıldı. Bu olay, 1479'a kadar sürecek olan savaşın da başlangıcı oldu. Fatih'in Ege'de ki fethettiği adalar; Taşoz, Eğriboz, Limni, Semadirek, İmroz, Midilli ve Tenedos'dur. 1465'te Hersek'in büyük bölümünü, 1466'da da Arnavutluk'taki bazı kaleleri fethetti.

Fatih'e karşı Karamanoğulları ve Akkoyunlular ittifakı [değiştir]
Osmanlı Devleti'nin gelişen bu gücü karşısında Karamanoğulları, Doğu Anadolu'daki Akkoyunlular'la ittifak kurdu.
Fatih, 1466'da yeni bir Anadolu seferine çıktı. Karamanoğullarının başkenti Konya'yı ele geçirdi. Ama İstanbul'a dönünce Karamanoğulları, Osmanlılara geçen yerleri geri aldılar. Sonradan sadrazam olacak olan Gedik Ahmed Paşa 1471'de Karamanoğullarını bir kez daha yenilgiye uğrattı. Akkoyunlular, Karamanoğullarını desteklemeye devam ettiler. 11 Ağustos 1473'te Otlukbeli Savaşı’nda Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ı ağır bir yenilgiye uğrattı. Ertesi yıl da Karamanoğulları beyliğini tamamen ortadan kaldırdı.

Ölümü [değiştir]
Fatih 1481’de, Anadolu’ya doğru yeni bir sefere çıktı. Ama daha yolun başında hastalandı ve 3 Mayıs 1481’de Gebze'deki ordugâhında öldü. Gut hastalığından öldüğü sanılmakla birlikte, zehirlendiği de söylenir. Ölümünden sonra oğlu Bayezid tahta çıktı. Fatih Camii'ndeki Türbesinde tek başına yatmaktadır. Seferi nereye düzenlediği tam olarak bilinmemektedir.Zira Fatih bu bilgiyi seferin güvenliği açısından çok gizli tutuyor ve kimseye söylemiyordu.Ancak tarihçiler seferin Mısır'a ya da Roma'ya(Papalık)olacağı yönünde tahminler yürütmektedir.Ama başka kitaplar ve tarihçiler ise farlı yerler fetih düzenleyeceği görüşündeydi.Fatih Sultan Mehmet öldükten sonra Papa, 2-3 gün boyunca tüm kiliselerin çanlarını çaldırmıştır.

Ailesi [değiştir]

Eşleri [değiştir]
Gülbahar Hâtun: II. Bâyezid ile Gevher Sultan’ın annesidir.
Gülşah Hâtun: Karamanoğulları'ndan İbrahim Bey’in kızıdır.
Sıtti Mükrime Hâtun: Dulkadiroğlu Süleyman Bey’in kızıdır.
Çiçek Hâtun: Türkmen Beyi kızıdır.
Helene Hâtun: Mora Despotu olan Demetrus’un kızıdır.
Anna Hâtun: Trabzon Rum İmparatoru'nun kızıdır, evlilikleri kısa sürmüştür.
Alexias Hâtun: Bizans prenseslerindendir.

Erkek çocukları
Mustafa
II. Bayezid
Cem Sultan

Kız çocukları
Gevher Sultan. Akkoyunlu Uzun Hasan'ın oğlu Uğurlu Mehmed Mirza ile evli. Oğlu Akkoyunlu Göde Ahmed Bey'dir.
bir kızının adı Kevser diger kızının adı bilinmemektedir.

Yenilikleri ve kanunnameleri
Fatih, askeri başarılarla Osmanlı Devleti'ni büyük bir imparatorluğa dönüştürdü. Bilime, tarihe ve felsefeye özel ilgi gösterdi. Türkçe'den başka Arapça, Farsça, Latince ve Yunanca kitaplardan oluşan özel bir kütüphanesi vardı. "Avni" takma adıyla şiirler yazdı. Şiirleri Fatih Divanı (1944), Fatih’in Şiirleri (1946), Fatih ve Şiirleri (1959) gibi adlar altında basıldı. Bilim adamlarını ve edebiyatçıları destekleyen Fatih, nesir ustası Sinan Paşa ile şair Ahmed Paşa'yı vezirliğe kadar yükseltti. Ünlü matematikçi ve astronomi bilgini Ali Kuşçu'nun İstanbul'da kalmasını sağladı. Fatih, İtalyan ressam Gentile Bellini'yi 1479'da İstanbul'a getirterek resimlerini yaptırdı.
Fatih, Osmanlı Devleti’ne düzenli ve sürekli bir yapı kazandırmak için önemli düzenlemeler yaptı. Yönetim, maliye ve hukuk alanında koyduğu kuralları içeren Fatih Kanunnamesi, sonraki dönemde de yürürlükte kaldı. Bu kanunname, tahta çıkan padişaha devletin geleceği için kardeşlerini öldürme hakkı veriyordu(Bu madde FatihKanunnamesinin en son maddesidir memurlarının kıyafetlerinin nasıl olacağı söylenmiş sonra bu söylenmiştir onun için ünlü tarihçiler böyle bir yasa olmadığını söylerler) . Fatih’in Osmanlı devlet düzenine ilişkin temel ilkelerin pek çoğu, Tanzimat dönemine kadar geçerliliğini korudu. Fatih’in saltanatı döneminde Osmanlı ülkesinde 500'den fazla mimari yapı yapıldı. Onun adına yapılan en önemli yapı, İstanbul'da bir cami ile medrese, kitaplık, imarethane (aşevi), darüşşifa (hastane), hamam, kervansaray gibi birimleri kapsayan Fatih Külliyesi’dir.

Eğitim ve kültür
Fatih Sultan Mehmed'in tarihteki en önemli yanlarından birisi de eğitime verdiği önem olmuştur. Üniversite anlamında Osmanlı tarihinde ve dünya tarihinde bilinen en eski eğitim kurumlarından olan Sahn-ı Seman'ı kurmuştur. Sahn-i Seman İstanbul'un ilk Türk yükseköğretim kurumudur. Sahn-ı Seman medreseleri Fatih Külliyesi içindeki en yüksek düzeyli medreseler idiler. Sahn-ı Semân'ın eğitim müfredatının hazırlayıcılarından çağın önemli bilim adamı Ali Kuşçu'dur. Medreselerde Ali Kuşçu tarafından düzenlenen bir okutma planının olduğu, hattâ bunun “Kânûnnâme” şeklinde yapıldığı bilinmekle birlikte, ama bugüne kadar incelemesi yapılan Osmanlı arşiv belgeleri arasında ele geçirilememiştir. Bu kanunnamenin aslının 1918 yılında külliyede çıkan yangınla yok olması da olasıdır. Sahn-ı Semân, Kanuni tarafından açılan Süleymaniye medresleri zamanına kadar nakli ve akli bilimlerde öğrenci yetiştirmekteydi. Kanuni devrinde bu medreseler şer'î ilimler ihtisası yapılan medreseler olmuşlar, Süleymaniye medreseleri de aklî ilimlerin ihtisas yeri olmuştur.

Notlar
İstanbul'un fethi mevzuunda, "İstanbul mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir" demiştir. [36]
İstanbul Boğazı üzerinde Fatih'in anısına inşa edilen Fatih Sultan Mehmed Köprüsü 3 Temmuz 1988'de kullanıma açılmıştır.

Popüler kültürde II. Mehmed
Nedim Gürsel'in Boğazkesen romanı İstanbul'un fethini konu almaktadır.
1997 yapımı Kuşatma Altında Aşk filmi, İstanbul'un fethini arka planda kullanmaktadır.
Ahmet Almaz'ın Fatih Sultan Mehmed Nasıl Öldürüldü? isimli kitabında Fatih'in ölümü ile ilgili bazı iddialar değerlendirilmektedir.
Recep Uslu, Fatih döneminde musiki konulu bir dizi makale yayınlamıştır.
Yazar Turan Oflazoğlu'nun Bizans Düştü Fatih adlı oyununda İstanbul'un Fethi anlatılmaktadır.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Mu kıtası

Mu (Kıtası), Büyük Okyanus'ta yer aldığı [1] ve 14 bin yıl önce battığı iddia edilen efsanevi batık kıta.

İlk olarak İngiliz Albay ve gezgin James Churcward'ın Tibet'te yaptığı araştırmalara dayanan ve bunlarla ilgili olarak yazdığı 4 adet kitabına konu edilmiştir. Churchward, Tibet tapınaklarında bulduğu yazı tabletlerini oradaki rahiplere tercüme ettirerek elde ettiğini açıkladığı efsaneye göre Büyük Okyanus'da, Asya kıtası ve Amerika kıtası arasında ve Avustralya'nın iki katı büyüklüğünde bir kıta olduğu anlatır.

Bilim çevrelerinde levha tektoniği konusundaki bilgi birikimine dayanarak MU'nun da Atlantis gibi bir efsane olduğu konusunda görüş birliği vardır.[2] Levha tektoniğine göre kıtaları oluşturan SiAl (silisyum/alüminyum) kayalar, okyanus diplerini oluşturan SiMg (silisyum/magnezyum) kayalar üzerinde "yüzerler". Büyük Okyanus dibinde Mu kıtasını kanıtlayacak herhangi bir SiAl kayaya rastlanmamıştır.[3]


Mu Kıtası varsayımının bilimdeki kabul derecesi [değiştir]

İlk kez James Churchward tarafından ortaya atılan[1], [4]geçmişte üzerinde ileri bir uygarlığın bulunduğu, Pasifik Okyanusu’nda bir kıtanın varlığı konusundaki görüş, çeşitli belge[5] ve bulgular [6] mevcut olmakla birlikte, henüz arkeologlar arasında yaygınlık kazanmamış bir görüş veya bir varsayım olmaktan öteye gidememiştir. Çin e ve çevre adalara kaçanların kitabelerinde kıtamız battı, biz de buraya kaçtık yazmaktadır. Bu yazılı kayalar 14 bin yıllıktır, c14 karbon testleriyle sabittir. Türkler'in de Mu Kıtasından geldiği söylentileri de varsayım olarak eklenmiştir. Mu Kıtası, Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk'ün talimatıyla kurulan bir ekip tarafından araştırılmıştır. Deniz dibinden bulunan kalıntılara Karbon testleri yapılmış ve 12-20 bin yıllık olduğu görülmüştür, bu da bilimsel ıspattır.

Churchward'un İddiası [değiştir]

Churchward'un iddia ettiğine göre [7]Mu uygarlığını araştırmasına başlaması, Batı Tibet'teki, adını vermediği gizli bir tapınağın arşivlerinde bulunan, çok eski bir dilde yazılmış olan Naacal Tabletleri'ni okumasıyla başlamıştır. Söylediğine göre,[8] bu tabletleri okuyabilme becerisini de yine o tapınakta bulunan bir Tibet rahibinden öğrenmiştir. Churchward sonraki yıllarda, mineralog ve arkeolog olan Dr. William Niven tarafından Meksika'da ortaya çıkarılan tabletler üzerinde çalışmıştır. Çin e, Hindistan a, güney asya ülkelerine ve çevre adalara kaçanların kitabelerinde kıtamız battı, biz de buraya kaçtık yazmaktadır. Bu yazılı kayalar 14 bin yıllıktır, c14 karbon testleriyle sabittir.

Churchward'a göre,[9] Mexico City yakınlarında 19211923 yılları arasındaki kazılarda keşfedilen bu 2600 tablet, Tibet'te öğrendiği Naga-maya dilinde yazılmıştı. Churchward'a göre [10]bu tabletler 12.000 yıldan daha eskiydi.

Varsayımı savunanların görüşleri [değiştir]

Yaklaşık 50 yıl boyunca 20’den fazla ülkeye giderek Mu uygarlığı hakkında veri toplayan James Churchward’un ve Mu varsayımını destekleyenlerin Mu uygarlığı hakkındaki görüşleri kısaca şöyle özetlenebilir:

  • Yeryüzünde insanın ilk ortaya çıktığı kıta Mu kıtasıdır.[11]
  • Mu kıtası kuzeyden güneye 3000 mil, doğudan batıya 5000 mil kadar uzanan,üç kara parçasından oluşan büyük bir kıtaydı.[12]
  • Günümüzde Polinezya, Mikronezya ve Melanezya takımadalarını oluşturan adalar, muhtemelen bu kıtadan arta kalan kara parçalarıdır.[12]
  • Bu kıta, kıtanın altında yer alan gaz odacıklarının patlamalara yol açması nedeniyle, yaklaşık 12.000 yıl önce 64 milyon nüfusuyla birlikte sulara gömülmüştür.[13]
  • Bu kıtada 70.000 yıl önce tek tanrılı bir din bulunuyordu. Aynı tarihlerde Mu'lular diğer kıtalarda koloniler oluşturmaya başlamışlardı ki, anavatan dışındaki en büyük imparatorluk, başkenti günümüzde Gobi Çölü’nün uzandığı bölgede bulunan Uygur İmparatorluğu’ydu.[14]
  • Mu dininin öğretimini Naakaller adı verilen rahipler üstlenmişlerdi ve sembolizme dayalı bir öğretimleri vardı.[15]
  • Mu dininin esası, Tanrı’nın tek oluşuna ve ruhsal gelişim için sürekli olarak tekrar doğmak inanışına dayanıyordu.[16]
  • Atlantis’teki din Mu’nun tek tanrılı dininden başka bir şey değildir.[17]
  • "Ra" sözcüğü güneş anlamına gelirdi ki, daire ile ifade edilen güneş sembolü, bir ad ve sıfat vermek istemedikleri, "O" diye hitap ettikleri Tek Tanrı'yı simgelemede kullanılırdı; Mu imparatoru da “Mu’nun güneşi” anlamında Ra-Mu adıyla ifade edilirdi. Ra sözcüğü sonradan diğer kıtalara ve Atlantis yoluyla Mısır'a da taşınmıştır.[18]
  • Dört ırktan oluşan Mu'lularda yazı dilleri farklı olmakla birlikte, konuşma dilleri ortaktı..[19]
  • Mu'lular günümüz uygarlığına kıyasla manevi alanlarda çok daha ileriydiler.[20]
  • Telepati, durugörü, çift bedenlenme, astral seyahat gibi, uygarlığımızda ancak kimi medyumlarda ve mistiklerde görülebilen olağanüstü yetenekler Mu'lularda olağan yetenekler olarak mevcuttu.[21] (Bu, Churchward’un değil, bazı izleyicilerinin görüşüdür).[22]
  • Mu uygarlığının en önemli çöküş nedeni, teşevvüş adı verilen, bir aşamadan diğerine geçilirken yaşanan kargaşa dönemini atlatamamasıdır. (B.Ruhselman’a göre)[23]

Genelde bu iddiaların herhangi birini destekleyecek arkeolojik veya antropolojik bulgu bulunmamaktadır. Mu dinine, kolonilerine (örneğin Uygur İmparatorluğu kolonisi fikri) ve Mu kıtasının nasıl battığına ilişkin iddialar[kaynak belirtilmeli] Mu varsayımını savunanlar arasında da genel geçer kabul görmemiştir ve farklı düşünceler mevcuttur.

Mu'dan yapılan göçler [değiştir]

Mu araştırmacılarına göre, [26] [27] Mu kıtasından her kıtaya göçler yapılmışsa da başlıca göçler Kuzey ve Güney Amerika'ya, Orta-Asya'ya, Mısır ve Anadolu'ya yapılmıştır. Churchward'a göre [27] [28] 70.000 yıl önce mevcut olan Uygur imparatorluğu Avrupa içlerine kadar uzanmaktaydı. Uygur imparatorluğu birine Churchward'un manyetik felaket adını verdiği iki büyük doğal afetle (-diğer afet dağların yükselmesidir-) darbe yemiş ve sağ kalanlar aralarında Avrupa'nın birçok kavminin de bulunduğu çeşitli ari kavimleri oluşturmuşlardır. Kimilerine göre [29],Mu ya da Orta-Asya kökenli bu kavimlerin hemen hemen hepsinde (yaklaşık 40 dilde) telaffuzları az çok ufak farklarla, "baba" anlamına gelen ata sözcüğü mevcuttur. Churchward Uygurlar'ın torunları olan bu kavimlerden bazıları olarak Keltler'i, Basklar'ı ve Asyalı İskitler'i sayar. [27] [30] Yine Churchward'a göre[27] [31] Osiris Mu kıtasında eğitilmiş, Atlantis'te reform yapmış, Atlantis'li bir bilge ya da peygamberdir; öğretisi sonradan "Osiris dini" adını almış olup Hermes-Thot tarafından Mısır'a getirilmiştir. ABD’nde “uyuyan peygamber” lakabıyla anılmış Edgar Cayce’in “akaşik okumalar”ına göre, Atlantis gibi Mu kıtası'nın da batmasına neden olan etken, Atlantisliler'den satanik yol mensuplarının, ellerindeki nükleer güçleri yıkıcı amaçlarla kullanmaları yüzünden yerkabuğunun dengelerini bozmalarıydı. [32]

Tahsin Mayatepek'in araştırmaları [değiştir]

Tahsin Mayatepek (Mayakon), Türk dilini Tetkik Cemiyeti Başkanı İbrahim Necmi Dilmen ile yazışmalarından sonra Atatürk'e 7-8 adet rapor göndermişti. Bugüne kadar 7. rapordan 13. rapora kadar ulaşılabilmiştir. Turan Dursun 1978 yılında 14. rapora ulaştığını açıklamış ve bununla ilgili bir inceleme yazmıştı. Mayatepek raprolarından 7 numaralı raporda Churchward'ın kitaplarından bahsedilir. 1. raprodan 5. rapora kadar bulunamamıştır. Başka rapor olup olmadığı bilinmemektedir.

Meksika’ya maslahatgüzarı Tahsin Mayakon, 2 Mart 1936 tarihinde Churchward'ın kitapları ile ilgili 7. raporu Atatürk'e sunduğunda Atatürk, Churchward'ın kitaplarını getirtmiş ve 60 çevirmene kısım kısım taksim ederek Türkçeye tercüme ettirmiştir.[33] Mayatepek raporlarının geri kalanları Maya kültürü ve dili ile ilgilidir. Tahsin Mayakon, Meksika’da Maya kültürünü incelemiş, incelemeleri sonuncunda çok sayıda sözcüğün Türk ve Maya dillerinde aynı olduğunu saptamıştı.[33] Bu sözcüklerden biri de Türkçe’deki “tepe” sözcüğüydü (Maya dilindeki karşılığı “tepek” idi ve tepe anlamına geliyordu). Bunun üzerine Atatürk Meksika’ya elçi olarak atadığı Tahsin beyin soyadını “Mayatepek” olarak değiştirmiştir.[34] Fakat Tahsin Mayatepek’in iki kültür arasında bulduğu ortak noktalar sözcüklerden ibaret değildi; her iki kültür arasında, Mayalar’ın ayyıldızlı davullarından, Şamanik kültüründen, kilim desenlerinden, sembollerinden tüy takma alışkanlıklarına kadar pek çok ortak nokta mevcuttu.[kaynak belirtilmeli] Tahsin Mayatepek, çalışmalarını belge ve fotoğraflarla 3 ciltlik bir defter halinde toplayarak Atatürk'e gönderdi. [33]Bunların ikisi 1970'lere kadar TDK kütüphanesinde bulunuyordu[2] (No:57-56) Üçüncü defter kayıptır. Bu defterlerde dini tören, ibadet ve tapınaklarda da benzerlikler bulunduğu belirtiliyordu.[kaynak belirtilmeli]

Tahsin Bey, Atatürk’ün isteğiyle 1935 senesinde Meksika Büyükeliçiliği’ne atandı. Ancak Büyükelçi Tahsin Bey’in Vazifesi çok daha farklıydı; Mustafa Kemal Atatürk Tahsin Bey’i Mu Kıtası, Mayalar ve Türkler arasındaki ilişkiyi araştırmakla görevlendirmişti. [33]

Pek çok dilde ortak bir sözcük [değiştir]

Kimi araştırmacılara göre Türkçe'de "baba" anlamına gelen ata sözcüğünün az çok ufak söyleniş farklarıyla dünyanın farklı kıtalarında yaşayan kavimlerin dillerinde bulunması ve bunların hepsinde yine "baba" anlamına gelmesi, bütün bu kavimlerin geçmişte ortak bir kökeni olduklarını ortaya koymaktadır. Baba anlamına gelen birbirine yakın sözcüklerden ve kullanıldıkları dillerden bazıları 1936’daki Türk Dil Kurultayı’nda şöyle saptanmıştır:

  • 1- Türk Dilleri:
  • Uygur,Koybal,Kazan,Kırgız ve Batı lehçeleri...........Ata
  • • Kuman, Televüt lehçeleri.......................................Atta
  • • Çuvaşça..............................................................Atey
  • • Kazanca.............................................................Etey,ata
  • • Altayca...............................................................Ada
  • 2- Ön-asya Dilleri:
  • • Sümer dili...........................................................Ad,adda
  • • Elam dili.............................................................Atta
  • • Mitanni dili .........................................................Atta(i)
  • • Hitit dili...............................................................Atta
  • • Luwi ..................................................................Tati
  • 3- Hint-Avrupa Dilleri:
  • • Grekçe...............................................................Atta
  • • Latince...............................................................Atta,atavus
  • • Got....................................................................Atta
  • • Eski Nort............................................................Atte
  • • Eski Yukarı Almanca...........................................Atto
  • • Eski Slavca........................................................Atetz
  • • Polap dili............................................................Otay
  • • Orta İrlanda dili....................................................Aite
  • • Votyak dili..........................................................Atay
  • • Macarca.............................................................Atya
  • 4- Diğer dillerde:
  • • Kalmuk dili.........................................................Atey
  • • Bask dili............................................................Aita
  • • Eskimo dili.........................................................Atatak

Charles Berlitz'in saptadığı baba anlamlı sözcükler ve kullanıldıkları diller: [değiştir]

  • • Malta................................................................Tata
  • • Welsh...............................................................Tad
  • • Roumani...........................................................Thatha
  • • Fiji....................................................................Tata
  • • Samoa..............................................................Tata
  • • Tagalog.............................................................Tatay
  • Quechua kızılderilileri.........................................Taita
  • Dakota (Siu) kızılderilileri....................................Atey
  • Nahuatl kızılderilileri...........................................Tata,tahtli
  • Seminole kızılderilileri.........................................İntati
  • Zuni kızılderilileri................................................Tatçu,taççu
  • • Hurri dili............................................................Atai
  • • Kuzeydoğu Kafkas dilleri………………................Ada
  • • Rusça..............................................................Atets
  • Etrüsk..............................................................Apa,ate

Ayrıca bakınız [değiştir]

Mu Kıtası üzerine yazılan kitaplar [değiştir]

  • James Churchward, Books of the Golden Age (1927)
  • James Churchward, The Lost Continent of Mu (1931)
  • Türkçe çevirisi: Kayıp Kıta Mu, Ege Meta Yayınları (2000)
  • James Churchward, The Children of Mu (1931)
  • Türkçe çevirisi: Batık Kıta Mu'nun Çocukları, Ege Meta Yayınları (2001)
  • Türkçe çevirisi: Mu'nun Kutsal Sembolleri, Ege Meta Yayınları
  • Sinan Meydan, Atatürk ve Kayıp Kıta Mu 2 - KÖKEN (2008)İnkılap yayınları